MUALLİM NACİ
İstanbul’da
Boğaz’da Beşiktaş sınırları içindeki ana caddenin bir bölümüne ‘Muallim Naci’
adı verilmiş… Ortaköy’den sonra, Kuruçeşme- Arnavutköy yönünde…
Bu ‘Muallim Naci’, 1850- 13 Nisan 1893’e sığdırdığı ömründe çok eser vermiştir.
Âmâ bir dizesi, veciz sözü kulaklarımızdadır…Şöyle demiştir: ‘Marifet
iltifata tâbidir, müşterisiz meta zayidir.’
Yani: ‘İltifatsız mal zayidir. Yani, Kişilerin başarıları takdir edildiği ve
karşılığı verildiği müddetçe daha iyi sonuçlar elde edilir ve başarıların
devamı sağlanır…
Tolstoy’un da bir sözü vardır. Kendi çapında mükemmeldir. Fakat kiminin çapı
tamdır; kiminin ise hayatı beyninin yarıçapı kadardır…’ demiştir… Şimdi iki
önemli görüşü ya da sözden örnek vereceğim… Fakat önce bir iki cümle etmek istiyorum…
Birkaç ciddi okuyucum mutlaka, ‘Bu satırları dün okumuştuk!’ demiştir…Ama ben
çoğunluğun ‘beğendim’ demesine rağmen okumadığını biliyorum. Klasik düşünce
okumayı sevmiyoruz zaman neden kendimizi de karşımızdakini de aldatıyoruz,
‘Okumayı seviyorum!’ diyerek, ya da ‘kitaplık önünde fotoğraf çektirerek’ poz veriyoruz?
Yalan her tarafımızı korona virüsü gibi sarmış durumda. Bu sistemi yıllarca
sürdürdüğüm canlı tv. programlarında da sürdürdüm…Hiç kimseye ‘Beni izle!’ demedim.
Hiçbir şekilde her gün süren canlı yayınlarımın reklamını, tanıtımını yaptırmadım.
Açan görsün!’ dedim. Dün TSYD Genel Başkanı Oğuz Tongsir’i ele almış ve dakika
dakika uyarılarını ‘belgesel’ niteliğinde vermiştim. Günlerimizin özeti idi.
Emek sonucu idi. Marifet İltifata tabidir!’ sözünün örnekleri olarak bizden
biraz uzak olan kentlerden İstanbul ve Ankara’dan örnek vereyim. Büyükşehir
Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’tan. Hemen her gün bu iki
belediye başkanının ‘halkçı’ yaklaşımları ve devletten fazla hanelere ulaşarak
yaptıkları yardımları takdir ederek öğreniyoruz.
Ve de iltifat ediyoruz. Sanıyorum Muallim Naci Caddesi’ndeki bir durakta bir
anda biriken 40 kişilik bir grup, toplu taşım aracına, şoförün ‘Durun! Ne
yapıyorsunuz? Yasak!’ diye uyarılarına ve çırpınışlarına rağmen zorla biniyor,
İzmir Büyükşehir Belediyesi kaç gün önce ‘yeşil koltuk’ projesini hizmete soktu.
Sefer ve otobüs sayılarında da indirim yapmadı…
Ama siz bu güzel çalışmanın hiçbir ulusal denilen İstanbul medyasında ya da
televizyonlarında verildiğini, yayınlandığını gördünüz mü? Gülbahar
Tahmilci’nin önemli bir önerisi var..
Paylaşıyorum: ‘Hacca 100 bin insan gidecekti, Umreye de 500 bin kişi.
İptal oldu. Bunların toplam bedeli yaklaşık 7 milyar TL.
Gelin bu Paralarınızı şu günlerde evine para götüremeyen Fakir Fukaraya
dağıtın..
Emin olun gitmiş kadar sevap kazanırsınız. Ben fetva makamı değilim ama
Allah’ın verdiği aklımı kullanarak bunu söylüyorum. Önemli olan niyet…Menemen
Belediyesi, Konuk Evi’ni sağlık çalışanlarına açtı. Menemen Belediyesi’nin Tepe
Sosyal Tesisleri içinde bulunan Konuk Evi, Menemen Belediye Başkanı Serdar
Aksoy tarafından sağlık emekçilerine tahsis edildi.
Koronavirüs salgınına karşı çalışmalarına aralıksız olarak devam eden ve bugüne
kadar; ilçe genelinde düzenli olarak dezenfekte çalışmaları yürüten,
bilgilendirme broşürleri ile halkı bilinçlendiren, Menemen Devlet Hastanesi
için maske üreten, çocukların eğitimlerinden geri kalmamaları için uzaktan
eğitimleri başlatan Menemen Belediyesi, sağlık çalışanlarını da unutmadı.
Menemen Belediyesi Konuk Evi sağlık emekçilerini en iyi şekilde ağırlamak için
hazırlandı.
Bu kişi de Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Başkanı Oğuz Tongsir…Bir zamanlar İzmir şubesi yönetimlerinde de bulunduğum TSYD’nin Genel Başkanı Oğuz Tongsir’i bir zamanlar en fazla tenkit edenlerden birinin ben olduğumu yine ‘Spor Life’nin Yayın Danışmanı Okan Yüksel de çok iyi bilen ve takip edenlerdendi.Burada vurgulamak istediğim, onlarca oda, dernek, sivil toplum kuruluşları, resmi ve özel kurumlar var, ama bunlardan memleket gerçeklerine dair hemen hiç ses çıkmaması…Beni bu düşünceye sevk eden şu anda hepimizin derdi ‘corona’ adı verilen virüs.TSYD Genel Başkanı kaç zamandır açıklamaları ile uyarıları ile hatta bilgilendirmeleri için bu önemli mücadelenin içinde oldu. Mücadele, savaş sadece saha içinde olmaz ki..İspanyanın Espanol takımından 5 futbolcu bu hastalığa yakalanmışken, Juventuslu Matuiidi’nin testi pozitif çıkmışken, NBA’deki takımların çoğu corona virüsüyle savaşırken, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası 2021’e bırakılmışken, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası, THY Eurolig ileri bir tarihe ertelenmişken, Avrupa’nın dört bir yanında futbol ligleri rafa kaldırılmışken, Türkiye Futbol Federasyonunun maçları seyircisiz oynatmakta direnmesine bir anlam veremiyoruz. Kaldı ki ertelenmediği sürece bu müsabakaları izleyen spor yazarı meslektaşlarımız da aynı tehlikeyle karşı karşıyadır.
Şu hiçbir zaman unutulmasın ki; ‘Hiçbir Şey İnsan Sağlığından Önemli Değildir.’