SPOR YAPMANIN FAYDALARI
Sporda etkin yaparken günlük yürüyüş spor yaparken her yaşa göre bir takım spor dalları mevcut, ancak yine de önemli olan planlı ve programlı spor her yaş kategorilerinde yapılmaktadır.
Belirgin bir şikayeti olmayan, belirli düzeyde aktivitesi olan yani tamamen hareketsiz bir hayat sürmeyen bireyler basit düzeyde orta tempolu yürüyüş gibi) bir aktiviteye her yaşta doktor kontrolü olmaksızın başlayabilir. Ancak yaşamının önemli bir bölümünü hareketsiz geçirmiş, anlamlı kilo fazlalığı olan (vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanlar sigara içen, kolesterol yüksekliği olan yani kalp damar hastalıklarının gelişimi için geçerli olan risklerden en az birini barındıran bireylerin bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka kardiyolojik muayeneden geçmeleri önerilir. Tamamen sağlıklı bireylerin ciddi düzeyde sportif aktiviteye başlamadan önce kardiyoloji kontrolünden geçmeleri yine önerildiğini biliyoruz.
Günlük
yürüyüş mesafesi, ev içi fiziksel aktivite, iş yerindeki hareket düzeyi,
haftalık bazda egzersize ayırdığı zaman gibi konuların araştırılması gerekiyor.
Aktivite düzeyi çok düşük olan bireylerde başlanması düşünülen egzersizin
temposu da düşük olmalıdır. Egzersiz reçetesi verilirken sıklığı, şiddeti ve
her bir seansın süresi önemlidir.
Egzersizin faydaları yavaş ortaya çıkar. Fiziksel kondisyondaki artışın dikkat
çekici bir seviyeye çıkması için ortalama 1-3 aylık bir süre geçmesi gerekiyor.
Düzenli egzersiz bırakıldığında faydaları hızla ortadan kalkabiliyor, kayda
değer derecede kondisyon yitimi haftalar içerisinde olabiliyor. Her yaştan
insanın egzersizden fayda görme şansı yüksektir, spora başlamak için geç
kalınması söz konusu değildir.
Bazı kalp hastalıklarının akut
dönemlerinde örneğin kalp krizinin ilk dönemleri, kalp yetersizliğinin
alevlenme dönemleri, hastanın hayatını tehdit edebilecek ritim bozukluklarının
olduğu durumlarda, ciddi şikayetlere yol açan kapak rahatsızlıkları varlığında,
tedavi ile hasta stabil bir duruma gelmeden egzersiz yapılması önerilmez.
Egzersiz kalp üzerinde uzun vadede kesinlikle olumlu bir etki göstermesine
rağmen egzersizler esnasında kalbin oksijen ve besine ihtiyacı artıyor. Bu
nedenle yukarıda saydığımız problemleri olan hastalarda egzersiz, kalp üzerinde
daha da olumsuz bir etkinin ortaya çıkmasına yol açabilir.
Kişinin bilinen bir kalp damar
sorununun, diyabetinin, hatta kalp yetersizliğinin bulunması egzersiz yapması
için bir engel değildir. Tabii egzersizin şiddeti, süresi ve sıklığı hastanın
durumuna ve spor yapma kapasitesine göre ayarlanmalıdır. Örneğin iki kişiyi ele
alalım. Biri 45 yaşında, by-pass operasyonu geçirmiş, kalp fonksiyonları normal
olan bir hasta. Diğeri ise 65 yaşında kalp krizi geçirmiş ve bunun sonucunda da
kalp fonksiyonları azalmış bir hasta. Her ikisinin yapabileceği egzersizin
düzeyi, uymaları gereken programları çok farklı olacaktır.
Metabolizma yavaşlamaya başlar. Kilo alınılması kaçınılmaz olabilir.
Yapacağınız spor kadar beslenmeye de dikkat etmeniz gerekir. Bu yaşlarda
ağırlıklı olarak kardio ve koşu bandı kullanılarak spor yapılabilir. Hafif
fitness ya da bisiklet, yüzme faydalı olabilir. Yürüyüş ya da merdiven çıkmayı
da ihmal etmemelisiniz.
Kas kütlesi ile birlikte kemik kaybı gelişmeye başlar. Kas ve kemikleri
muhafaza etmenin en önemli yolu uygun egzersizler yapılmasıdır. Kalbinizi fazla
yormayacak olan sporları tercih edebilirsiniz. Günlük 30-40 dakikalık yürüyüş,
bisiklet, yüzme gibi sporlar son derece idealdir. Bu yaşlarda çalışmaya
başlamadan önce ısınma egzersizlerinizi ihmal etmemelisiniz. Futbol, basketbol
ve uzun mesafe koşuları bu yaşın sporları değildir. Bu yaşlarda kesinlikle
hareketsiz kalmamalısınız. Bu yaş aralıklarında hareketlerinizde ister istemez
dengesizlik olacaktır. Bu bakımdan denge ile ilgili tercihler yapılmamalıdır.
Kendinizi fazla yormadan kaldırabileceğiniz ağırlıklarla yapacağınız ağırlık
sporları kasların korunması açısından yararlı olur.