GÜNDEME DAİR
Yüreğimize dokunuyor. Herhalde bundan böyle sık sık, ‘Yürekten Dokunuşlar Platformu’ ile Ayşegül İnceoğlu’ndan söz edeceğim…Artık bu genç kızımızın da takipçilerinden oldum…Şimdi Ayşegül’ün ‘Sosyal Sorumluluk Projelerinden’ sonuncusunun kısa ve öz mesajını okuyalım:Ve nihayet uyku apnesi olup uykuda dört kez kalbi duran ve kocası tarafından terkedilen bir annemize önce bir hayırsever dostumuz tarafından oturacak bir ev sağladık.
Sonra kolları sıvadık. Üye ve dostlarımızın katkılarıyla boya tadilat tamir ve olmayan mutfak banyo tuvalet bölümlerini yaptırdık. Bugün bu annemiz ve çocuğumuza barınacakları yaşayacakları bir yuva sağlayabilmenin huzurunu yaşıyoruz. Katkı koyan üye ve dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
İmza: YÜDOP (yürekten dokunuşlar platformu)’Beş dakika içinde, tam 89 kişi, ‘Allah sizden razı olsun’ diye mail atmış…Ben de duygulandım benzer laflar ederek, ‘Allah sizin gibileri eksik etmesin!’ dedim.Çok duygulandım…
Bu kaçıncı yardım ve etkinlik.Demek hâlâ içimizde böyleleri var…Dikkat ederseniz, ‘Böyleleri var!’ diyorum…Çünkü başkan ya da sözcü Ayşegül’den başkası ortaya çıkmıyor…Bu platform üyeleri çevrelerine öyle güven aşılamışlar ki, bir kişi çıkıyor, bir ev bile alıp bağışlayabiliyor.
Şehir hayatı bize neleri öğretti, neleri yaşattı.İnan Durak Taş da, ‘Köyde yaşamak!’ diye aklından geçenleri kaleme almış,Daha doğrusu şiir yazmışBenim gibi çok sayıda okuyucuyu etkilemiş…
Birlikte okuyalım, bakalım siz de bizim gibi duygulanacak mısınız?Diyorum ki;Toplasak tası tarağı, Kapatsak telefondaki tüm hesapları, Hiç kimsenin bilmediği bir köye yerleşsek.Küçük bir bahçesi, Bahçesinde köpeği, Yemişler dikelim fidandan, Biraz da domates falan.Aksam erken yatıp, Sabah ezanıyla uyansak, İlk önce bahçeye inip, Çiğ düşmüş biberleri toplasak…Ağaçları sulayıp fesleğenleri okşasak, Ayağımız toprağa bassa, Gelen geçenle selamlaşsak!Etrafımızda kuş sesleriyle, Balkonda bir kahvaltı, Kahvaltıda tereyağlı köy yumurtası…İkindi vakitlerinde asma çardağı altında, Komşularla semaverde çay sefası, Çilek kokusu getiren meltem esintileri ve Kucaklaşan gönül sohbetleri..Akşam olunca çeksek perdeleri, Sobayı yakıp kestane atsak, Kıvrılıp miskin bir kedi gibi yerdeki mindere, İliklerimize kadar uykuya dalsak…Diyorum ki; gitsek buralardan, Ardımızda lüzumsuz telaşlar, Heybemizde yeni huzur.Tek derdimiz yumurtlamayan tavuk, Çürümüş domates, Çiçeğine dolu vurmuş kiraz olsa;Ne trafik gürültüsü, Ne bir yere yetişme arzusu, Tüm bu kargaşayı şehirlere bıraksak,Ağrıyan başımızı, Yorgun ayaklarımızı alıp, Kirlenmiş ruhumuzla, Yola koyulsak…Diyorum ki; Gitsek buralardan, Ne varsa bizi yaşamaktan alıkoyan, Arkamızda bıraksak…’ Takipçileri yandan medyadan fazla,Bu şiirin yazarına da, aynen Ayşegül İnceoğlu gibi çok sayıda yanıt verilmiş…
HERKESİN RÜYASI İMİŞ, HAYALİ İMİŞ BİR KÖYDE YAŞAMAK…
Çoğunluk ‘param yok ki!’ diyor ve bu yüzden bulunduğu yere demir atmaktan dem vuruyor…
FOÇEP 12 Yaşında
Özellikle Foça ve Kuzey Ege bölgesindeki çevre sorunlarını gündeme taşıyan Foça Çevre ve Kültür Platformu (FOÇEP) kuruluşunun 12.yılını sade bir toplantıyla kutladı. FOÇEP’in bölgede bir marka olmasında emeği geçenlere teşekkür edildi.Foça ve Kuzey Ege ‘de çevreye yönelik olarak sorun yaşanan yada yaşanacak bölgelerde eylemler gerçekleştiren veya düzenlenen eylemlere destek veren, açtığı hukuki davalarla çok sayıda çevre sorununun büyümeden durdurulmasını yada ortadan kaldırılmasını sağlayan FOÇEP 12. kuruluş yıldönümünü Foça Kalyoncu Kafede düzenlenen sade bir toplantıyla kutladı. Toplantı COVİD – 19 önlemleri doğrultusunda sadece üyelere haber verilerek yapıldı. FOÇEP Sözcüsü Bahadır Doğutürk 12 yılda amaçlar doğrultusunda gerçekleştirilenler hakkında özet bilgi aktardığı bir konuşma yaptı.
Bahadır Doğutürk; ‘İlk günkü heyecanımızla bölgeye sahip çıkmaya devam ediyoruz. FOÇEP’in çalışmalarıyla bir marka olmasını sağlayan başlangıçtan günümüze tüm üyelere, emeği geçenlere ve destek verenlere teşekkür ediyoruz’ dedi.