Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

DAĞCILIK

Reklam

Her spor  dalının kendine özgü  sevgisi  olması nedeniyle  günümüzde  yediden yetmişe spor  yapmak isteyenler kendine  özgü  spor dalını seçiyor.

Ve  yeni,  yeni çıkan spor dallarının yanında, farklı bir spor alanı olan dağcılık son yıllarda  dağcılık sporuna ilgi duyanların kendilerinin ilgilerini çekmesinin yanında yılın  dört mevsimi yapılabilen bir spor  dalı haline geldi.

Son yıllarda bazı  Avrupa ülkelerinin yanında  Ege ve Türkiye’nin  bir çok bölgelerinde ilgi duyulan dağcılık bir bakıma  orta yaş, gençlerin  ve bazı yaş  gruplarından da  dağcılığa karşı ilgi gün geçtikçe artarak devam ediyor.

Yaşamı tanımlamaya kalktığımızda “hareket”i en başa koymamız gerekir.Çünkü yaşamın özü harekettir. Günümüz teknolojileri öylesine hızlı gelişmekte ki,otomasyon ve mekanizasyon artık insan yaşantısı içinde daha fazla yer tutmaktadır. Teknoloji kullanımlarında ise artık her şey insanın rahatlığı için düşünülmektedir. Çamaşır ve bulaşık yıkamaktan ayakkabı fırçalamaya kadar her şey artık aletler makineler aracılığıyla yapılmaktadır. Bu da günlük yaşam içinde insanı daha pasif ya da daha az aktif konuma sokmaktadır. Çok değil, daha 19.yüzyıla kadar, genel üretim içinde insan aktivitesi % 90 seviyelerindeyken, günümüzde bu oran, gelişmiş ülkelerde %25’lere düşmüş durumdadır. Şunu artık çok iyi bilmekteyiz ki, uygarlık geliştikçe günümüz insanı daha az hareket etmektedir. Hareket azlığının insan yaşamı üzerindeki etkileri bile günümüzde birileri için kazanç kapısı olabilmektedir.İnsanlar, “rahatımız için çok uygun “ düşüncesinden kurtulamadıkları için de her dakika biraz daha hareketsizliğe mahkum olmaktalar. Halbuki İnsan vücudu evrimini ilk çağların güç doğa koşulları içinde tamamladı. O çağlarda insan, yaşamını sürdürebilmek, vahşi hayvanlara karşı savaşabilmek, güç doğa koşullarına göğüs gerebilmek ve beslenebilmek için güçlü olmak zorundaydı. Sürekli bir savaşın içindeydi. O zamanın insanı, çok güçlü bir fiziksel yapıya sahipti. Tüm kasları büyük bir gelişim göstermişti. Daha güçlü, daha süratli, daha dayanıklıydı. Sürekli bir hareketler dizisi içerisindeydi…
Bugünse insan, yaşamını sürdürmek için çok daha az hareket etmektedir. Günümüzdeki bu az hareket, yeni bir hastalık grubunun doğmasına da neden oldu. Bu hastalık grubuna Hypokinetic- Disease (hareket azlığı hastalıkları) adı veriliyor. Artık bu hastalıklar günümüzde en çok can alan, bir hastalıklar grubudur. Kalp-Damar hastalıkları ise bu grubun başını çekiyor. İnsan bu hareket azlığı ile başa çıkmak, yaşam kalitesini yükseltmek, fiziksel anlamda günlük yaşamdaki etkinlikleri daha kolay yapar hale getirebilmek amacıyla “ spor” olgusunu yarattı. Bu olgu çeşitli dönemlerde, çeşitli ülkelerde değişik isimlerle anıldı. Kimi zaman “herkes için spor”, kimi zaman “sağlık için spor”, kimi zaman “kitle sporu” v.b. gibi.
Sporun insan sağlığına, kişinin bedensel ve zihinsel gelişimine yaptığı katkılar saymakla bitmez.Son dönemlerde Spor faaliyetleri içinde grafiği hızla artan yeni bir dal oluşmaya başladı ki,her yaş ve meslek grubundan insanın ilgi odağı haline gelmeye devam etmektedir.Yanlış olmasa da eksik olarak yapılan tanımlamalarda, günümüzde Doğa sporları dendiğinde akla ilk gelen DAĞCILIK oluyor. Doğa sporları ismini,DAĞCILIK spor kulüplerinin sıklıkla kullanıyor olmaları da bu bu tanımlamayı daha çok ilişkilendiriyor.Halbuki Dağcılık ; Doğa sporlarının içinde var olan bu sporun sadece bir dalı…
Son yıllarda, Karada,havada ve denizde yapılanları olmak uzere üç mekan içinde toplayabiliriz. Bu kategorileri eğer ayrı ayrı gözden geçirecek olursak, denizde yapılanlara örnek olarak sualtı sporları (dalış),yelken sporları akla ilk gelenlerdir. Havada yapılanlara ise paraşüt,yamaç paraşütü, planör örnek olarak verilebilir.Doğa sporlarının en yoğun olarak yapılanları ise karada yapılanlarıdır.Karada yapılan doğa sporları kendi içinde bir çok ve farklı dallarda şekillenir. Bu dalların en basite indirgenebilecek olanı ise Doğa yürüyüşleridir.Doğa yürüyüşleri çok fazla teknik beceri ve yeterlilik gerektirmeyen biraz bilgilendirme ve biraz da kondisyon ile herkesin rahatlıkla yapabileceği bir faaliyettir.
Doğa yürüyüşlerinin bir sonraki aşaması ise Dağ Yürüyüşleridir.Doğa yürüyüşlerinden farkı ise, zorluk derecelerinin biraz daha yüksek olması ve dağcılık kategorisi içinde de yer almasıdır. Dağcılık; içinde eğitim, ilkyardım, teknik beceri, kondisyon, beslenme,yön bulma ve arama kurtarmaya varana kadar bir çok alanda bilgi birikimi, tecrübe ve yeterlilik gerektiren bir spor dalıdır.
Dağ bisikleti,off-road, nehir sporları (Rafting,kano,kürek), orientiring (Harita ve pusula kullanarak yön bolma), Magaracılık, Kanyoning,kaya tırmanışı hatta fotoğrafçılık içinde kalan doğa fotoğrafçılığı dahi doğa sporlarının karada yapılanlarına örnek olarak verilebilir.
Doğa sporlarını diğer spor dallarından ayıran en büyük faktör, seyircisiz ve alkışsız bir spor dalı olmasıdır.Her spor gibi doğa sporlarının da azımsanmayacak kadar önemli bir hazırlık ve antrenman dönemi gerektirdiğini belirtmekte fayda var.Doğa sporları gerek hazırlık,gerekse uygulama döneminde büyük bir disiplin gerektirir.Disiplin sporun her dalı içinde önemli bir yer tutar.Ancak Doğa sporları içinde çok daha fazla bir öneme sahiptir. Diğer spor dalları içindeki en ufağından en büyüğüne kadar disiplinsizlik hareketleri, sakatlanmalar ve ihraçlara varan bedellerin ödenmesi ile giderilebilirken,doğa sporlarındaki en ufak bir disiplinsizlik daha ağır bedellerin ödenmesine sebep olabilir.Öyle ki, bu bedel bazen insan hayatı ile eşdeğerdir. Diğer spor müsabakalarında kırmızı kart ile oyun dışı kalınabilirken,doğa sporlarında kırmızı kart ölüm anlamına da gelebilmektedir.
Doğa sporlarının bir çok dalı yarışma sporu olmaktan çok uyum sporu olarak ortaya çıkar.Bu uyum bazen sporcunun kendisi ile uyumu olurken, bazen da takım arkadaşları ve doğa ile uyum anlamı da taşır.Doğa sporlarında uyumsuzluk; mücadelenin başlangıçta kaybedilmesi demektir. Doğa sporlarının uygulama alanları bizzat doğanın kendisi ve bazen alışık olmadığımız vahşi tabiat şartlarıdır. Doğa sporlarının, adrenalin seviyesinin yüksek olduğu bilinen bir gerçektir.Ama insan sağlığı ve gelişimine katkısı da bir o kadar fazla ve tartışma gerektirmeyen diğer bir gerçektir.Doğa sporları;insanda, disiplin,kararlılık,uyum,dayanıklılık,karar verme ve uygulama gibi becerilerin gelişimine katkı sağlar.
Günümüz sporlarının bir çoğu, karşı olmamakla beraber kapalı spor salonlarında yapılırken, kapalı mekanların hijyenik açıdan spor için uygunluğu ayrı bir tartışma konusudur.Çiçeklerle bezenmiş,bin bir çeşit flora ve fauna ile süslenmiş doğal ortamlarda,yemyeşil çayırlar üzerinde yapılacak birkaç Km.lik bir koşunun ya da yürüyüşün yerini, hangi modern ve son sistem koşu veya yürüyüş bandı alabilir ki ?
Şu bir gerçek ki, günümüz insanı artık, ilk çağlardaki evrim geçirdiği dönemlere benzeyen ve o dönemlerin doğal koşullarına uyum sağlayacak, zor ve vahşi doğa koşulları içinde yaşamayı sürdürebilecek bir bedensel yapıya sahip olabilmek için, adeta bir yarış gibi,büyük bir geriye dönüş içinde spor,özellikle de Doğa sporları yapmaya yöneliyor.Son yıllarda, doğa sporlarının yükselen grafiğinin temelinde işte bu istek ve arzu yatmakta…Unutmayın, zihinsel ve bedensel gelişime faydalı bir sportif faaliyet için en uygun mekanlar doğanın kendisi olmaya devam etmektedir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ