Keçenin Üstadı Sergiyi ve Sanatını Değerlendirdi

Ödemiş Belediyesinin Kurtuluş etkinlikleri kapsamında Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesinde Keçecilik sergisini Ödemişlilerle buluşturan başarılı Keçe Üstadı Emine Keskin Ödemiş’te açılan sergiyi ve yaptığı sanatla ilgili çalışmalarını Ödemiş Kent Gazetesine değerlendirdi.
“PANDEMİ SÜRECİNE RAĞMEN SERGİYE İLGİ BÜYÜKTÜ”
Ödemiş’te Keçenin muhteşem örneklerini ve farklı detaylarını sunan başarılı Keçe sanatçısı Emine Keskin Ödemiş’teki sergiyi değerlendirdi.
Keskin “Pandemi sürecine rağmen Öykam’da açılan sergide Keçeciliğin, tanınması adına ilgi çok büyüktü. Başta Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesinde emeği geçenlerin, katkılarıyla güzel bir sergi sürecini yaşadık. Bu süreç içinde ayrıca Ödemiş İlçe Kaymakamı Fatih Aksoy ve eşi de sergimizle çok yakından ilgilenerek bu güzel sanata olan ilgilerini gösterdiler.”
“BENİM SÜRDÜRDÜĞÜM BU DALDA SANATÇILIK İŞİN İÇERİSİNE GİRİYOR.”
Kuşadası ilçesinde 31 yıldır yaşamını sürdürdüğünü ifade eden Keçe Sanatçısı Emine Keskin “10 yıldan beri Keçecilik ile uğraşıyorum bunu bir sanata çevirmek istedim. Farklı bir yönden ele aldım çünkü bizim geleneksel keçemiz, zaten tekniği hiç bozmuyoruz, yine aynı devam, günümüzde hala teknolojik olarak bir makinemiz yok sıkıştırma, dövme makinesi denilen alet dışında bir makinesi şu an icat edilmiş değil. El yoluyla sıkıştırma yaparken yünü yerleştiriyorsunuz, her şeyini yaptıktan sonra makineye verdiğinizde 45-50 dakika verdiğiniz ürüne göre değişiyor ve makine çat çat vuruyor, dövüyor ve sıkıştırıyor oradan çıktıktan sonra yine el yoluyla toparlayacaksınız, düzenleyeceksiniz ona göre tekrar bir şekil vereceksiniz, yani hiçbir makine tek başına bize yeterli değil onun içinde zaten seri bir üretim yok bu işin içerisinde seri bir üretim olmayınca da tabii el emeği ile yapılan bilek gücü gerektiren ürün olduğu için bir de şöyle bir şey var ürünlerin yapımı çok zor, yapması hep böyle bir korku algısı yerleştiriyor. Sanat yapmak çok zor benim yaptığım çalışmaların, yaptığım o emeğin her kes veremez herkes o renk dokuyu kullanamaz, benim kullandığım malzemeye ulaşamaz burada sanatçılık işin içerisine giriyor. Tamamen sizin içinizdeki duygu, düşünce yi oraya resmetmenizle alakalı yünü biz fırça gibi kullanmış oluyoruz.” dedi.
“ÜRÜNLERİMDE DİKİŞ YOK”
Keçe Ürünlerinde dikiş olmadan üretimler yaptığını ifade eden sanatçı Keskin “Keçe üzerinde yaptığımız çalışmaları dikiş olmadan, dikmeden yapıyorum. Bizde biçki dikiş, nakış bu tür uygulamalar yok. Üzerine nakış yapmak istiyorsak yapabiliriz. Üzerine farklı çalışmalar uygulaya biliriz. Aplikler şeklinde yapabiliriz onun keçeyi birçok alanda kullanma şansı artıyor bu şekilde, dizayn yeteneği gerekiyor, daha böyle esprisi güzel insanı dikkat çekecek kupon parçalar üretmek zaten ürünün şöyle bir güzelliği var yaptığınız ürün tek parça onun dışında başka birisi aynısı üretemez, illa bir yerde farklılık vardır. Bire bir olma şansı yok buda çok güzel bir şey, sağlıklı, çevre dostu, insan sağlığı için çok eskiden beri yapılmış bir şey var, tarihimizin ilk kıyafeti, tekstilin atası diye ben nitelendiriyorum. Keçe yapımında su fazla olmayacak, sabun fazla olmayacak çoğu zaman yanlış bilgi veriliyor.”
“KEÇE HAYATIMIZIN HER ALANINDA VAR”
Geçmişten günümüze kadar uzanan Keçenin hayatın her alanında olduğunu ifade eden Keçe üstadı Emine Keskin “Keçenin konumuna baktığımızda hayatımızın her alanında var olduğunu biliyoruz. Dış ülkeden bir örnek verecek olursak, Amerika’da keçenin radyasyonu engellediği araştırması başladı. Keçeyi her alanda kullanıyoruz, kullanmadığımız bir alan yok. Keçe her noktaya girmiş durumda. Ev tekstilinde, giyim aksesuarlarında kullanıyoruz, ayakkabı yapıyoruz, patikler yapıyoruz, zaten keçe ile yapılamayacak bir şey yok. Keçede tedavi edici biz özellik var. Keçeyi belimize sarınca oradaki ağrıyı alıyor. Tedavi edici birçok özelliği var aslında mesela psikolojik sorunu olan insanlar, psikiyatrisiler, sosyologlar, bu kişileri bazen bize yönlendiriyorlar. Çünkü keçe bir arınma, temizlenme, şifa bulma kaynağı aslında. Keçe askerlerin giydiği kıyafette de var çünkü iyi yapılmış bir keçeyi bıçak kesmez, Ruslar bugün bile yeşil parkalar keçeden yapılmıştır. Yün sektörü ülkemizde hayvancılığın bitmiş olması, birde bizim ülkemizde hayvanların yetiştirildiği yerlerde farklı mesela dağda yetişen bir koyunla, evde yetişenle yağ oranı hayvanın beslendiği gıda bu dışarı çıkan tüye etki ediyor. Sertse sert zemin ürünü üretebilirsiniz. Mesela keçe kirecin süzdürülmesinde kullanılıyor sanayide, şu an apartmanlara arıtma konuluyor onların içinde keçe var onlarda daha farklı bir keçe kalitesi kullanılıyor. Yani her alanda kullanılan kalite farklı. Bunların mesleğine göre mikron dereceleri var. Bu mikronlar ne kadar düşerse bizim günlük yaşamda giydiğimiz kıyafetler, üreteceğimiz şalımızda daha ince üretime gidiyor. Uzun uçlu yünler çıkıyor, kısa uçlu yünler çıkıyor, artık daha parlak yünler üretmek bunlar Avrupa’da yapılıyor. Türkiye’de artık insanlar ulaşmaya çalışıyorlar. Tabii dolar üzerinden alındığı için biraz pahalı onu küçük bir detay olarak kullanıyoruz, çok fazla kullanamıyoruz imkan olsa çok fazla olsa ülkeye getirilebilse bizde onlardan daha fazla yararlanabiliriz. Bizim bu sanat dalında elimizden tutarlarsa ülkemiz kazanır.” Dedi.
Haber : Turgay Konuralp