VİTAMİN DEPOSU; GREYFURT
Kış ayının vazgeçilmezi Greyfurt, yaz ayları hariç yıl boyunca sıkılarak suyu tüketilen, altıntop da denen bir turunçgildir. Anavatanı Jamaika greyfurt ağaçları, 17. yüzyılda dünyanın sıcak iklimlerine yayılmıştır. Türkiye’de, özellikle Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde yetiştirilmektedir. Günümüzde en önemli greyfurt üreticileri Güney Afrika, Çin, ABD ve İsrail’dir. 2017 yılı verilerine göre Türkiye, yıllık 163.000 ton üretim ile dünyada 7. sıradadır. Greyfurt ağacı, 4 – 6 m’ye kadar boy atabilir. Sağlam yapılı kökü, derin topraklara iner. Düz ve dik bir gövdeye sahiptir. Yaprakları sık, iri, sert, koyu yeşil renkli, parlak ve pürüzsüz ve derimsi yapıdadır. Altıntop ağacı yaprak dökmez. Yuvarlak şekilli, üstten ve alttan basık meyvelerine göre, çekirdekli ve çekirdeksiz olarak farklı türlere ayrılır. Meyve dilimlerinin kabukları soyularak yenebilir. Meyveleri, Vitamin C yönünden çok zengindir. Meyveleri sarı renkte ve kalın kabukludur. Çeşidine göre, kırmızı, sarı veya pembe renkli ete sahiptir. Eti, acımsı olduğundan çoğunlukla suyu sıkılarak tüketilir. Salkımlar halinde açan, güzel kokulu, beyaz renkli çiçeklere sahiptir.Böcekler aracılığıyla tozlanır. Genelde, tozlanmanın 2 – 4 hafta sonrasında döllenme gerçekleşir.
Greyfurt Çeşitleri:RubyRed:Dünya üzerinde üretimi en yaygın çeşittir. Meyvesinin eti pembe fakat meyve suyu beyaz renklidir. Meyveleri birbirine değdiğinde yanak yaparlar. Periyodisite ve puflaşma göstermez. Ağaç üzerinde uzun zaman kalabilir ve 4 ay boyunca depolanabilir. Yüksek ve düzenli verim alınan bu çeşit, Türkiye’de de en çok tercih edilen çeşittir. Star Ruby: Bu çeşidin kabuğu ve meyve eti kırmızı renklidir. En kırmızı greyfurt çeşidi olup ihracata da uygundur. Çok sulu ve lezzetlidir. Çalıya benzeyen, çok sık dal yapısı nedeniyle yetiştirilmesi zor bir çeşittir. Kasım – Aralık aylarında hasat edilir. Meyvesi depolamaya uygun değildir. Herbisitlere, kök çürüklüğüne ve güneş yanığına karşı duyarlıdır. Flame: Renkli bir çeşittir. Güçlü bir ağaç yapısı vardır. Meyveleri, yuvarlak, düzgün, pürüzsüz ince kabukludur. Kabuğun üzerindeki pembe parçalılık cezbedici bir özelliğidir. Diğer çeşitlerden daha çok meyve suyu bulunur. Meyveler, ağacın üstünde uzun müddet kalabilir. Geççi bir çeşittir. Star Ruby kadar soğuk duyarlılığı yoktur. Henderson: Star Ruby’e benzer ancak verimi daha yüksek ve ekolojik uyumu daha iyi olan, renkli bir çeşittir. Taze olarak tüketime elverişlidir. Türkiye’de üretimi alanı gün geçtikçe genişlemektedir. Diğer çeşitlere nazaran hem meyve etininhem de kabuğunun rengi daha koyu tonludur. Ruby ve MarshSeedles çeşitlerinden daha erken hasada gelir. Meyve suyu da, diğer çeşitlerden daha koyudur. Ray Ruby: Renkli ve şekerli bir çeşittir. Ağaç üzerinde, Aralık ortalarına kadar Ruby ile arasında fark görülmez. Bu çeşidin meyveleri, genellikle meyve suyu olarak değerlendirilmektedir. Rio Red: Son geliştirilen, renkli çeşitlerden biridir. Kuvvetli bir ağaca sahip, geççi bir çeşittir. Çekirdek sayısı az olup meyvesinin kabukları zor soyulur. Yarı kurak ya da kurak dönemlerde, meyvelerinde şekil bozuklukları görülebilir. MarshSeedless: Çok verimli, periyodisite göstermeyen, partenokarpieğilimli bir greyfurt çeşididir. Tüm çeşitler içerisinde, en yüksek sıcaklık toplamına ihtiyaç duyan çeşittir ve bu yüzden Türkiye’de istenen kaliteyi yakalayamamıştır. Beyaz renkli bu çeşit, Ocak ortasından Mart başına kadar hasat edilebilir. Meyveleri uzun zaman ağaçta kalabilir ve depolanmaya elverişlidir. Toprak İsteği : Bütün turunçgiller gibi, greyfurt (altıntop) ağacı da bolca humus barındıran, derin, süzek, kumlu – tınlı, tınlı veya killi – tınlı topraklarda yetiştirilmektedir. Toprağın derinliklerine inen köklerin oksijen ihtiyacı fazladır. Bu nedenle, asla ağır bünyeli topraklarda yetiştirilmemelidir. Yetiştirilecek bölgede, taban suyunun 1,5 metrenin altında olması istenmektedir. Eğer taban suyu 1.5 metrenin üzerinde ise drenaj yapılması gerekmektedir. Topraktaki kireç miktarına oldukça duyarlı olan greyfurt ağacı için optimumpH derecesi 5.5 – 6 arasındadır.
Turunçgillerden olan greyfurt, portakaldan biraz daha büyük bir boyuta sahip olup beyazdan sarıya, pembeden kırmızıya kadar farklı renklerde görülebilir. Kalın bir tabaka halinde olan kabuğunun altında kalan meyve sulu ve hafif ekşidir. Türkiye de kışın yaygın olarak tüketilen greyfurtun faydaları da saymakla bitmeyecek kadar fazla. Yapısındaki vitamin ve mineraller sayesinde oldukça besleyici bir meyve olan greyfurt, buna ek olarak yüksek oranda antioksidan içermektedir. İşte greyfurtun başlıca faydaları…ENFEKSİYON OLUŞUMUNU ÖNLER:Sağlığa büyük faydaları bulunan greyfurt, ya da Latince adıyla “cenetten gelen meyve”nin vücudu olası enfeksiyonlara karşı koruma özelliği, bilinen en önemli faydalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu sayede bağışıklığı destekleyen greyfurt, vücudun hastalıklara karşı koymasına ve daha zinde kalmasına zemin hazırlar. Buradan da anlaşılabileceği gibi greyfurtun özellikle kış aylarında sıklıkla tüketilmesi tesadüf değil. Greyfurt, özellikle gribal enfeksiyonlar, üst solunum yolu rahatsızlıkları, idrar yolu hastalıkları ve diş eti rahatsızlıklarına karşı benzersiz bir antivirüs görevi görüyor. Dolayısıyla her yaştan insanın vücut sağlığını korumak adına greyfurt tüketmesinde büyük fayda olduğu sonucuna rahatlıkla ulaşabiliriz.KALP KRİZİ RİSKİNİ AZALTIR: İçeriğindeki C vitamini, potasyum, likopen ve lifli yapısı ile kalp ve damar sağlığını korumaya katkıda bulunan greyfurt, kalp krizi ve artrit sorunlarının yaşanma olasılığını azaltıyor. Kan basıncını düşürerek tansiyonu ve kan akışını iyileştiren greyfurtun ideal düzeyde tüketimi, adeta sağlığa sağlık katıyor. Araştırmalar, her sabah bir su bardağı greyfurt suyu içmenin kalp sağlığını desteklemeye önemli ölçüde yardımcı olduğunu ortaya koyuyor. Greyfurtun yapısındaki besin maddelerinin her biri sağlığa yararlı olsa da özellikle flavanon adlı maddenin kalp krizinin önlenmesi ve diğer kalp rahatsızlıklarının önüne geçilmesinde büyük rol oynadığı biliniyor. KANSERE KARŞI SAVAŞIR:Greyfurtun faydaları arasında kansere neden olan serbest radikallerin birikmesini önleyerek kanser riskini azaltması da sıralanabilir. Özellikle ilerleyen yaşlarda erkeklerin en büyük sorunlarından biri haline gelen prostat kanseri, kolon kanseri ve hemen her yaşta görülebilen yemek borusu kanseri ile mide kanseri olasılığı bulunan kişilerde greyfurtun koruyucu kalkan görevi gördüğü gözlemlenmiştir. Peki greyfurt bunu nasıl başarabiliyor? Zengin besin içeriği sayesinde kanserojen maddelerle mücadele eden greyfurt, kanserli hücrelerin ortadan kalkmasına da katkıda bulunmaktadır. KİLO VERMEYE YARDIMCI OLUR: Düşük kalorili bir meyve olan greyfurtun faydalarından bir diğeri de sağlıklı bir şekilde kilo vermeyi desteklemesi. Lifli yapısı ile uzun süre tok kalmayı mümkün kılan greyfurt, bol sulu içeriği ile de yağ yakımını daha kolay hale getiriyor. Üstelik antioksidan yönünden zengin oluşu, greyfurtu sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeninin olmazsa olmazlarından biri olarak değerlendirmemize önayak oluyor. Bunların yanı sıra insülin direncinin düzenlenmesine yardımcı olan greyfurtu obezite ile mücadelede mükemmel bir besin olarak görebilmek de mümkün. Bu nedenle metabolizmayı hızlandıran greyfurtu ara öğünlerinizin vazgeçilmezi haline getirmenizde büyük yarar var. CİLT SAĞLIĞINI DESTEKLER: C vitamini yönünden oldukça zengin olan greyfurt, güneş ışınlarının ve kirli havanın yol açtığı cilt hasarlarını iyileştirmeye yardımcı olur. Buna ek olarak, hücre onarıcı özelliği ile cildin eski esnek yapısına kavuşmasına katkıda bulunan greyfurtun içeriğindeki A vitamini de sağlıklı ve ışıltılı bir cilt görünümü elde etmeyi mümkün kılar. Kırışıklık görünümünü azaltmayı desteklediği bilinen greyfurt, tüm bu yönlerinden dolayı kozmetik sektöründe sıklıkla kullanılan bir kaynak. Eğer siz de evde pratik bir şekilde cilt bakımınıza greyfurtu dahil etmek isterseniz, bir parça pamuğu çok az miktarda greyfurt suyu emmesini sağlayarak cildinize sürebilirsiniz. greyfurtun birçok açıdan sağlığa faydalı bir meyve olduğu sonucuna varsak da diyabet ve benzeri rahatsızlıkların söz konusu olduğu durumlarda doktorunuza danışarak tüketmenizi öneririz.