Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

TEŞEKKÜRLER VE TEBRİKLER, GÖNLÜMÜZDE TAHT KURAN USTA JÖN CÜNEYT ARKIN’A

cengiz

cengiz

“Türk halkına karşı dürüst olacaksın. Yürekten ve samimi olacaksın. Seveceksin onu, ona dokunacaksın… Ben Türk halkını çok sevdim. O da beni çok sevdi… Sonra ben halkın içinden, doktorluk yaparak geldim bu mesleğe. Türk halkı çok vefalı bir halk. Gözleriyle değil, yüreğiyle bakar. Müthiş bir sağduyusu vardır. Bugüne kadar hiç yalan söylemedim, hile yapmadım. Dosdoğru, neysem onu yaptım…Hikâye 1937 yılında Eskişehir’in Mahmure Mahallesi’ndeki kerpiç bir evde başlıyor. Sinema sektörüne geçtikten sonra ‘Cüneyt Arkın’ adını alan oyuncu, ‘Fahrettin Cüreklibatur’ olarak çiftçi bir ailenin iki kızdan sonra üçüncü çocuğu olarak dünyaya geliyor. Çocukluğunu babasının sağ kolu olarak kah ekin ekerek kah çobanlık yaparak geçiriyor. Arkın çocukluk günlerini özlemle şöyle anlatıyor: “Yüz koyunumuz vardı. İki ablam, anam, babam, ben, o yüz koyunun peşindeydik. Bazen babam eşeğe heybeyi vurur, giderdi. Geldiğinde bir heybede öteberi, diğerinde de buğday olurdu. İki ablam ve ben, ellerimiz kan içinde, buğdayları ekmek için uğraşırdık. Babamsa her bir taneyi kıyamadan, çocuğu gibi ekerdi. Aklı fikri oradaydı. Eskişehir’in kırmızısı sonsuzluğa giden sabahlarından birinde uyandırdı beni. Müthiş bir sessizlikte, ‘Bak, ekinler büyüyor, filiz veriyor, büyüme seslerini duyuyor musun?’ dedi.”

“Babam tabiatın kendisi olmuş bir insandı. Ben de tabiat içinde büyüdüm. Eskişehir’de koyunların arasında, tezeklerin üzerinde uyuduğum tatlı uykuyu sonra en lüks otellerde bile bulamadım.”“İlkokulda aileme destek olmak için bostan bekçiliği yaptım. Üç ay tek başıma doğada kaldım. Yanımda iki köpeğim, bir de sıpa vardı… Bu tecrübe yüreğime öylesine zenginlik, engin düşünme, farkındalık gücü verdi ki ‘Cüneyt Arkın’ olduğum süre boyunca bu birikimden kuvvet aldım. Tabiatın içinde üç ay herkese hasretken köpeklerimden dostluğu, nezaketi, vefayı öğrendim. Sabrı ve dayanıklılığı da sıpadan öğrendim. Tabii tabiat insanı babamdan da kavi olmayı, yenilmemeyi, dayanmayı öğrendim. Annemin elleri tarlada çalışmaktan nasır dolu olurdu. Kınayla örterdi. Canım annem…”

“İlkokulda çok iyi bir öğrenciydim. Necatibey İlkokulu’nda öğretmenimiz Maide Coşkuner’di. Tabiatla olan ilişkimi bildiğinden bana kitaplar verirdi. Benim dönemimde öğretmenler Atatürk’ün eğitim neferleriydi. Biz çok iyi yetiştirildik. Sınıf arkadaşlarımdan belediye başkanları (Yılmaz Büyükerşen), profesörler, bilim insanları çıktı. Ben de ‘artiz’ oldum…“Tiyatroya ilgim vardı. Moliere’in oyunlarını oynardık. Resim öğretmenimiz Nevzat Hoca’nın temelini verdiği bilgilerle halen yağlı boya resim yaparım. Tabiatla yaşayınca da hakikaten görmeyi öğreniyorsun. Yıldızları, yağmuru hissediyorsun, düşünüyorsun. Çok saf, masum, güzel büyüdüm. Sonra, ‘artiz’ olunca her şey değişti!”Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Rol model gibi gördüğü amcasının oğlu Fikret Cüreklibatur doktor olmuştu. Ailesi, özellikle küçük ablası Sıdıka da ‘Haydi doktor ol da bizi iyileştir!’ diye onu cesaretlendiriyordu. Gaz lambası altında derslerine sıkı çalıştı. Sınavdan sonra tek tercih yaptı: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi. Okulu üçüncü olarak kazandı.

Öğrenci olarak İstanbul’a ilk ayak bastığım gün Haydarpaşa’da trenden indim. Aşağıda deniz ve vapur… Bir şaşkınlık! Sirkeci’ye geldik. Anadolu’da kendi başının çaresine bakarak büyümek seni yönlendiriyor; hemen bir han bulduk. Üç ırgat var odada, bir de ben.. Bana peynir, ekmek verirlerdi. Ders zamanı okula gider, kalan zamanda da onlarla inşaatlarda çalışırdım. Gece mum ışığında ders çalışırdım. Bir süre sonra dört arkadaşımla Fatih’te bir eve geçtik…”

“Anadolu’dan gelenler birden adapte olamazlar. Bense İstanbul’un hay, huyuna kapılmadım”“Babamın öğrettiği iki önemli şey vardı; ‘sorumluluk’ ve ‘yalan söylememek’. Yalan her türlü kötülüğün başı. ‘Sorumluluk’ da kişiliği olanların sahip olduğu erdem. Oraya gelmişim… Cebimde 3-5 kuruşum var, anam yumurta gönderir. Bu sorumlulukla mutlaka ama mutlaka doktor olacaktım. Tıp eğitimi altı yıldır. Stajları üst üste alarak beş buçuk yılda bitirdim. Bir yandan çalıştım; bulaşık yıkadım, garsonluk yaptım, telefonlara cevap verdim… Prof. Cihat Abaoğlu bana yaşlı hastalara evlerinde bakım işi bulmuştu. 24 saat başında bekliyorsun; yediriyorsun, içiriyorsun, altını temizliyorsun, tıraş ediyorsun… Parası iyiydi ama bize artık yemekleri vermeleri zoruma giderdi!”“Askerliğimi yaptıktan sonraki ilk görev yeri olarak Adana’nın Feke taraflarında bir köye gittik. ‘Köy’ deniyor ama ‘Nerede köy?’ diyorum… Toprak altında bir yer, mağaralarda! Sağlık ocağı filan yok. Ahır gibi bir yer verdiler. Sağolsun köylüler, hemen yardıma geldi. Kolları sıvadık. Ahırı sağlık ocağına benzer bir şey yaptık. O gece yorgun yattım. Tepeyi daha kapatamamışız, yıldızların altında uyudum… Akşam yemeği ayran, bulgur pilavı ve soğan getirdiler. Hala tadını unutmadım, öyle lezzetli yemek yediğimi hatırlamıyorum.”“Hiçbir kadının çıplak etine iğne yapmadım. Hep şalvarın üstünden yapardık… Bir gün feryatlar içindeki bir hamile kadına müdahale etmek istedim babası ve kocası silahla önüme geçtiler. Sonunda kadın da çocuk da öldü. Hastalara katır sırtında giderdik. Çocuklarda çok ölüm oluyordu. Kızamık salgınında bir hafta içinde 20-30 ölüm oldu. Penisilinim olsa kurtarırdım…“Eskişehir’de hava üssünde askerliğimi yapıyordum. Yönetmen Halit Refiğ film çekmek için Eskişehir’deydi. Çarşıda kitap alışverişi yaparken tanıştık. Bana filmindeki ‘doktor’ karakterini oynamamı teklif etti ama zamanım yoktu, olmadı. Yıllar sonra fakültede kadro beklerken yine karşılaştık; ‘Ooo doktor ne yapıyorsun?’ dedi. ‘Valla sürünüyorum’ diye yanıtladım ve bu sefer teklifini kabul ettim. İlk sorduğum soru kaç lira alacağımdı! Filmi çekti. Sonra bir sabah bir uyandım ki Cüneyt Arkın olmuşum!”

Ne diyelim?:Bu  samimi, doğal ve ibret dolu cümleler için,Sayın, Dr. Fahrettin Cüreklibatır

Ve, yakışıklı jön Cüneyt Arkın’aTeşekkürler ve tebrikler…Vesselam.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ