SPOR ALT YAPILARI
Günlük hayatımızda büyüklerin yanında çocuklarımızda ilgi duyduğu spor dallarını yapmaktadırlar. Ancak Çocuğunuz ne kadar sportif? Yaş farkı gözetmeksizin sağlıklı bir vücuda sahip olmanın en önemli koşullarından biri spor yapmaktan geçiyor. Bu nedenle de kesin bir yaş belirtilmese de ortalama 4 yaşından itibaren çocuklar spora yönlendirilmeli. Çocuklarda ne kadar erken spora başlanırsa bunun hayat boyu sürdürülebilen bir alışkanlık olması o kadar kolaylaşıyor. Bu sayede fiziksel, ruhsal ve hatta kimlik gelişimine de olumlu katkı sağlanabiliyor. Spor, çocuğun kalp sağlığını korumak için de gerekli. Bunun için ergenlik çağı da dahil çocuklar, her gün 1 saat fiziksel aktivitede bulunmalıdır.
Çocukluk döneminden itibaren aktif bir yaşam sürmek, yaşam süresini artırdığı gibi kalp-damar hastalıkları açısından riski de düşürüyor. Hareketsiz olan çocuklar, yetişkinlik döneminde de aynı yaşam tarzını sürdürüyor. Kilo kontrolünün sağlanması, diyabet ve bazı kanser türlerinde riskin azaltılması, iyi kolesterolün yükseltilmesi ve kendine güvenin gelişmesi için çocukların mutlaka düzenli fiziksel aktiviteye yönlendirilmesi gerekiyor.
Spora, başlamadan, önce kontrol şart! Daha önce hiçbir bulgu ve belirti vermemiş bile olsa, tüm çocuklara spora başlamadan önce tam bir fizik muayene ile uygun tetkiklerin yapılması gerekiyor. Böylelikle daha önceden bilinmeyen bazı kalp hastalıkları da saptanabiliyor. Bu hastalıkların başında kalbi besleyen koroner arter anomalileri ve,veya anevrizma denilen genişlemeleri, ritim bozuklukları ve kalp kası hastalıkları geliyor. Bu nedenle sportif aktivitelere yönelmeden önce ailede ani ölüm olup olmadığının sorgulanması ve ayrıca normal fizik muayenenin, özellikle kardiyolojik değerlendirmenin yapılması önemli. Böylelikle spor sırasında gelişebilecek istenmeyen durumlar ve hatta ani ölüm riski ortadan kaldırılabiliyor. Sportif aktivitelere katılmış olan çocuklar ise düzenli kardiyolojik kontrollerini aksatmamalı. Spor sırasında çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma durumlarında mutlaka bir kardiyoloji uzmanına gitmek gerekiyor.
Kalp hastalığı bulunan çocukların birçoğu kontrollü olarak ve izin verilen düzeyde spor yapabiliyor. Akciğer basıncı yükselmemiş olan doğuştan ve/veya sonradan gelişen kalp hastalıkları olanların egzersiz kapasiteleri normal olduğu için uygun sportif faaliyetleri yapabiliyor. Ancak bu çocukların kalp atışlarını aniden arttıran ve yüksek efor gerektiren tenis, basketbol, voleybol ve koşma gibi sporlardan uzak durması gerekir.
Kalp hastalığı olan çocuklar için en uygun aktivite yürüyüş ve yüzmedir. Yürüyüş zayıflamaktan öte, vücuttaki stresi azaltmadan yardımcı olurken, yürüyüşle kan yağları düşüyor, yararlı kolesterol denen yükseliyor; hatta düzenli yürüyüşler ile kan basıncı bile kontrol altına alınabiliyor.
Çocuklarımıza her zaman internet’e çok zaman ayırmalarının yerine sporu her zaman öneriyoruz. Çünkü çocuklar spor yaptıkça daha zindelik kazanmaları sağlanacaktır. Sabit aynı yerde oturmaları da onları çok daha hareketsiz pozisyonda kalmaları biraz daha onları etkileyecebileceğini düşünüyoruz. Onun için her zaman spor da yürüyüşden tutunda ilgi duyulan tüm spor dallarını bir reçete olarak öneriyoruz.
ALT YAPIDA AVRUPA TAKIMLARI ÖNDE
Alt yapıda Türkiye ile Avrupa Ülkelerini karşılaştırma yaptığımız da, bazı Avrupa Ülkelerinin biraz daha önde olduğunu görebiliyoruz. Avrupa ülkelernin yanında Fil Dişi sahillerinden sayısız oyuncular yetişmesini de, söyleyemeden geçmek asla mümkün değil, ama rakamsal anlamda baktığımızda Fil dişi sahillerinde yetişen hiçbir oyuncu orada kalmıyor. Bu süreç nasıl işliyor diye baktığımızda, aslında Fil Dişi sahillerinden yetişmiş oyuncular kendi memleketinde yetişmiş oyuncuları kendi oynadıkları takımlarda bazen de o takımın alt yapısına bile oynamalarını sağlayabiliyor.
ALT YAPIDA YETİŞME TARZI
Alt yapıda futbolu ele aldığımızda, çocuklarımız ilk önce spor ayakkabısından sonra krampon ile bir futbol hayatı başlıyor. Ve daha sonra futbol teknikleri, futbol kuralları, bir takım deneyimler ve ardından alt yapıdan ele aldığımızda minik takım, daha sonra U-12, U-14- vsvs işte böylece bir futbol hayatı başlıyor. Türkiye de son yıllarda alt yapıda en güzel örneklerden biri de, İzmir de kuşkusuz Bir Altınordu gerçeği var. Burada başkan Seyit Mehmet Özkan nezdinde A takımına verilen önemin yanında alt yapıya da büyük bir önem verilmektedir. Ayrıca çok önemli gördüğümde Altınordu takımının özellikle Aydın’ın Kuşadası ilçesinde oluşturduğu bir spor kompleksini önemsiyorum.Çünkü bir takım da, alt yapı ne kadar önemliyse bir önemli olan da tesisleşmedir. İzmir’in köklü br kulübü olan Altınordu takımı tesisleriyle, alt yapısındaki oyunculara verdiği önemiyle bunu başarmış takımlar arasında yer almaktadır. Burada bize sadece alkışlamak kalıyor.