HYPAİPA’DAYAĞMUR SUYU HASATI
Geçenlerde, bölgemize iyi yağışların düştüğü, yüzümüzü güldüren bereketli günlerde penceremden bakarken bir yandan da kanalizasyonlara karışıp giden ya da derelerden denizlere dökülen rahmeti ne kadar kolay harcadığımızı düşündüm. Akıp giden yağmur suları, Eskiçağ insanının su tasarrufu konusuna ne denli dikkat gösterdiğini, eski insanlardaki bu tasarruf anlayışının teknolojik gelişmelere paralel olarak yavaş yavaş nasıl kaybolup gittiğini de düşündürdü bana. Teknolojinin getirdiği yeni olanaklar tabii ki insan yaşamına büyük rahatlık sağladı. Önümüzdeki aylarda su tutması beklenen 25 milyon m3 kapasiteli Rahmanlar Barajı Ödemiş’in içme suyu ihtiyacını on yıllarca güvence altına alıyor. Bu yüzden artık kimse kuyulara kova atıp su çıkarmak için çalışmıyor. Mahalle çeşmelerinden evlere su taşıyan sakaların yolu gözlenmiyor. Hepsi tarih oldu.
Bizden binlerce yıl önce insanların doğaya bakış açıları ve kaynakları değerlendiriliş biçimi ise bugünkünden çok farklıydı. Durduk yerde neden bunları yazıyor diye sorabilirsiniz. Anlatayım. Geçtiğimiz aylarda Ödemiş Müze Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve parasal destekleriyle Günlüce Mahallesi’ndeki antik Hypaipa (Hüpaypa okunur) kentinde önemli bir yapıyı ortaya çıkarmaya başladı. Bir ayı aşkın süre devam eden çalışmalar sonucu Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait, yaklaşık bin yedi yüz yıllık bir sarnıç kısmen ortaya çıkarıldı. Ölçülebilen kısmı: 37 m uzunluk, 10 m genişlik ve 3.30 m yüksekliğinde, birbirine bitişik iki galeriden oluşuyor. Tonozlu bir çatı konstrüksiyonuna sahip sarnıç birbiriyle, kemerli bir duvarla irtibatlandırılmış. Açılan kısmının ölçülen kapasitesi yaklaşık 1200 m3 civarında. Kurak yaz aylarında kentin belirli bir bölümünün su ihtiyacını karşılamak üzere planlanmış etkileyici bir yapı. İlginç yönü tamamen yağmurlu aylarda akan sularla besleniyor oluşu; yani kaynağı yağmur suyu hasadıyla sağlanıyor. Gelecek yıllarda kazısı bitirilip gerekli çevre düzenlemeleri de gerçekleştirilebilirse Ödemiş yeni bir ziyaret yeri kazanacak.
Doğu Küçük Menderes havzasının metropolü durumundaki Hypaipa antik kenti, bundan bin yedi yüz yıl kadar önce kalabalık bir nüfusa sahipti. Büyümüş ve birkaç sıra sur duvarı ile kuşatılmıştı. Şehir, ortasından akan bir derenin iki yanında gelişmişti ve bu iki yaka birbirine 5 adet taş köprü ile bağlanıyordu. Tatlı su ihtiyacı, bugün olduğu gibi Bozdağlar’ın güney yamaçlarından kaynaklanan pınarlardan sağlanıyor ve bu su kente pişmiş toprak borularla getirilip mahallelerdeki çeşmelere dağıtılıyordu. Konutlar için gerekli su kısmen de kuyulardan sağlanıyor olmalıydı. Roma döneminin ilerleyen aşamalarında kent gitgide büyüdü, zenginlik ve nüfus arttı. Tapınaklar, hamamlar, tiyatro vb büyük kamusal yapılar inşa olundu. Büyüyen ihtiyaçlar yeni önlemler alınmasını gerektiriyordu. En başta gelen sorun da kalabalık nüfusun artan su gereksinimi karşılamaktı. Buna yönelik olarak su teknolojilerinde gelişmeler ortaya çıktı. Su teminini garanti altına almak için, yağışlı kış ve ilkbahar mevsimlerinde yağmur suyu toplamak için sarnıçlar ve kentin batısından akan derenin önünde bir baraj inşa edildi.
Ödemiş Müze Müdürlüğü’nün kentin batı kıyısında ortaya çıkarmaya başladığı büyük sarnıç artan su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmıştı. Kentin batı kenarındaki konumu bu sarnıcın daha çok sanayi tesisleri ya da bir hamamla ilgili olabileceğini düşündürüyor.
Yağ yağ yağmur teknede hamur ver Allahım ver sicim gibi yağmur.