Tarımsal üretim materyalleri canlı varlıklar olduğundan; doğa şartlarındaki değişimlerden yoğun olarak etkilenirler. Su ve besin maddelerine ihtiyaç duyarlar. Isı, ışık, rüzgâr gibi etkenler canlı üretim materyalinin gelişimine ve ürünlerine etki eder. Diğer canlıların faaliyetlerinden etkilenirler. Besin maddelerini biriktirme ve yakma açısından solunum faaliyetleri önemlidir. Yetiştirilen bitki ve hayvanların gelişimi ile ilgili tüm süreçler aynı zamanda ürünlerin üretim sürecidir ve verimlilikle yakından ilgilidir. Tüm bu etkenler içerisindeki olumsuzluklar verimi, elde edilen ürün miktarını ve ürünün kalitesini de etkilemektedir. Ürünün fiyatının belirlenmesinde kalite unsurlarının ön planda olacağı dikkate alınmalıdır. Tarımsal üretimde ürün kayıplarının çeşitli şekillerde ortaya çıkması mümkündür. Bunların başında hastalık ve zararlılardan kaynaklanan kayıplar yer almaktadır. Toprak işleme, sulama, gübreleme gibi kültürel işlemlerde yapılan yanlışlar da ürün kayıplarının nedenleri arasında sayılabilir. Bazen iklim koşullarındaki (sıcaklık, yağış, rüzgar) aşırı veya zamansız değişimler de ürün kayıplarına neden olmaktadır.
Hasat işlemleri, kurutma ve depolama, nakliye, işleme ve ambalajlama işlemlerinde de ürün kayıpları önemli bir sorun oluşturmaktadır. Tüm bu etkenlerle mücadele için yöntemler geliştirilmişse de bazı mücadele yöntemlerinin kendisi kalite unsurları açıdan üretim sorunlarına yol açmaktadır.Tarımsal üretimde her işlem de kendinden sonraki işlemler için bir hazırlık olarak görülmelidir. Her işlemin ürün kayıplarını azaltmak, masrafları en aza indirmek, ürün miktarını ve kalitesini arttırmak açısından hesaplanması gerekir. Üretim süreci planlanırken kısa vadeli düşünülmesi oldukça sakıncalıdır. Uzun vadede üretim sürencin tıkanmasına ve sorunların büyümesine neden olmaktadır.
Ekim ve dikimin hasadı kolaylaştıracak biçimde organize edilmesi gerekir. Ama aynı zamanda hem birim alanda kalite ve miktar açısından yeterli bitkinin bulunması da istenir. Tek yıllık bitkilerin pek çoğunda bir bitkiden mümkün olduğunca az ürün elde edilmesi kaliteyi arttırmaktadır. Bunu sağlamak amacıyla bu tür bitkilerde sıra üzeri daraltılmaktadır.
Bitkilerin havalanması, ısı ve ışıktan yeterince yararlanması da dayanıklılık açısından önemlidir. Bu da sıra arası mesafenin arttırılması ile çözülür. Geniş sıra arası diğer kültürel işlemler gibi hasadı da kolaylaştırmaktadır. Eğer makineli hasat yapılacaksa sıra üzeri mesafe ve ürünün ekim şeklinin belirlenmesinde makinenin özellikleri de dikkate alınmalıdır.
Yine uygulanacak hasat tekniği ile çeşit özellikleri, ekim şekli ve uygulanılacak kültürel yöntemler arasında da uyum olmalıdır. Örneğin makine ila hasat edilecek bir bitki tesviyesi yapılmamış bir arazide, makineli hasada uygun olmayan bir çeşitle yapılamaz. Azotlu gübrelerin aşırı kullanımı nedeniyle güçlü gelişmiş bitkiler hasadı işçilik masrafını arttırabilir.
Toprak hazırlığında toprağın yapısını bozacak, toprak canlılığını yok edecek derin ve devirerek sürüm işlemlerinden mümkün olduğunca kaçınılması gerekir. Zira toprağın sıkılaşması sonucu kökleri yeterince havalanmayan bitkiler iyi bir gelişme gösteremez. Bu da ürünün kolay dökülmesine ve olgunlaşmanın yeknesak olarak gerçekleşmemesine neden olur. Derin sürüm ve gereksiz işlemler maliyeti de arttırmaktadır.
Üretim aşamasında toprakta yeterince organik madde ve canlı organizma bulunmuyorsa bitkiler bitki besin maddelerinden dengeli bir şekilde yararlanamayacaktır. Bu bitkide tür ve çeşit özelliklerine bağlı olarak değişse de besin maddelerinin alımındaki dengesizlikler pek çok probleme neden olmaktadır. Ürünün kolay dökülmesi, erken ve küçük boyda hasada gelmesi, kalite düşüklüğü, dayanıklılığının azalması gibi pazarlama açısından olumsuz etkileri olabilir.
Bitki besleme konusunda dikkat edilmesi gereken ana unsur toprağın organik maddece zengin olması ve toprak canlılığını korumasıdır. Gübre ve toprak zenginleştiriciler kullanılmadan toprak tahlili yaptırılması gereksiz gübrelemenin önüne geçecektir. Örneğin azot fazlalığı bitkinin vejatatif gelişmesini hızlandıracağından bitki aşırı gelişme gösterirken verime yatması zorlaşır…
Topraktaki besin maddelerini zenginleştirmek ve toprak canlılığını arttırmak için ahır gübresi, yeşil gübreleme, kompost gibi ürünler kullanılabilir. Bu ürünler maliyeti oldukça düşürecektir. En azından işletmede budama, temizlik gibi kültürel işlemler sonucu ortaya çıkan organik artıkların parçalanarak toprağa karıştırılması bile oldukça yararlıdır.
Üretim planlaması açısından münavebe (ekim nöbeti) de ele alınması gereken konular arasında… Aynı ürünün arka arkaya ekilmesi üretimde sorunlara yol açmaktadır. Bunları bitkinin topraktan yararlanma şekli, tükettiği bitki besin maddeleri, kök sistemi itibarı ile toprağa etkileri, hastalık ve zararlı etmenlerin yaygınlaşması şeklinde sıralayabiliriz.
Hasat yöntemi tüm üretim süreci ile uyumlu olmak durumundadır. Ancak aynı zamanda ürün kayıplarını önlemelidir. Hasat ve taşıma amacıyla kullanılan alet ekipman temiz olmalı, ürünün kirlenmesine yol açmamalı ve ürünün özelliklerine uygun olmalıdır. Depolama yapılacaksa ürünün özellikleri dikkate alınmalıdır; nem düşürme, kurutma, havalandırma, soğutma gibi koşullar dikkate alınmalıdır. Eğer birden fazla ürün depolanacaksa depolanma koşulları açısından uyumlu ürünler bir arada depolanabilir. Örneğin soğan ile çok az sebze meyve aynı ortamda tutulabilir. Ülkemizde üreticiler pazarlama konusunda oldukça sıkıntılıdır. Tarım ürünleri canlı materyaldir ve bozulma riski fazladır. Üretici şartlarında yeterli depolama koşulları sağlanamamaktadır. Üretimde başarılı olsalar dahi, ürün satmak isteyen pek çok üretici karşısında az sayıda aracı tüccar alıcı olarak piyasada fiyatı belirlemektedir. Uzun üretim süreci sonrasında borçlanan üretici, kısa sürede ürününü satıp borçlarını ödemek durunda kalmaktadır.
Üretim planlaması bu sorunların tümüne çözüm olamasa da masrafların düşmesini sağlayabilir. Kaliteli ürün fiyatı bir miktar yükseltebilir. Üretim zamanlaması ile pazarın ihtiyaç duyduğu dönemlerde yetiştirilen ürünler daha uygun fiyat oluşumu sağlayabilir.
Pazarlamada başarının anahtarı aslında üretimin en başından hasada kadarki üretim sürecinin uygulanacak hasat yöntemi, depolama, kurutma, temizleme, sınıflandırma vb işlemlerin tümünün pazarın ihtiyacı göz önüne alınarak gerçekleştirilmesidir. Üretilecek ürün, ürünün çeşidi pazarlama açısından uygun olmalıdır.
Üretim planı yapılırken piyasada ürün bulunmayan erken dönemlerde ve geç dönemlerde piyasada ürün olmasının sağlanması hesaplanabilir. Ya da bir ürünün erkenci, normal ve geççi çeşitleri bir arada ekilerek çeşitli dönemlerde ürün elde edilmesi ve pazarda süreklilik sağlanması düşünülebilir. Süs bitkileri üretiminde Öğretmenler günü için kasımpatı, Kadınlar Günü için karanfil, Anneler Günü için gül gibi bitkiler üretim planlaması ile üretilebilmektedir. Hayvansal üretimde de benzer şekilde Yılbaşı için hindi, Kurban Bayramı için koyun ve sığır üretimi planlanmaktadır.
Ürettiğimiz ürün, depolama ve nakliye açısından çok uygun değilse bu ürünün yakın pazarlarda tüketilmesi mümkün olmalıdır. Ancak bu olasılık kesin değilse veya yoksa bu ürünü işletme içerisinde işleyerek değerlendirmek, dayanıklılığını arttırmak ya da daha dayanıklı ve katma değerli bir ürün elde etmede kullanmak mümkün olmalıdır. Eğer bu olanaklar yeterli olmayacaksa aynı ürünün pazarlama işlemleri açısından dayanıklı ve pazarda tercih edilen çeşitlerini üretmek daha akılcı olur.