ÖDEMİŞ’TEN İZMİR’E SEVK HASTALIĞI
Bugüne kadar pek çok hastalık ismi duydunuz belki ama ben bugün yılların bir başkahastalığını dile getireceğim. O da uzun yıllardan bu yana çok dillendirilen Ödemiş’ten İzmir’e sevk hastalığı…
Yıllardır ‘Falanca hastayı İzmir’e sevk etmişler, filanca hastayı üniversite hastanesine ya da ne bileyim büyük hastanelerden birine sevk etmişler gibilerden sözler çok duyarız.
Hasta sevk edilir. Elbette bazı hastanelerin ciddi hastalıklara müdahale konusunda ildeki büyük hastanelerin çok yönlü avantajları vardır ama bir hastanın sevk edilmesi ya da edilmemesi neye göre belirleniyor? Hastanın durumu önemsenmediği için mi yoksa sorumluluğu üzerinizden atmak için mi sevk ediliyor işte bu nokta çok önemli. Bazı hastaların üstelik de acil sevki gerekirken acaba sevki düşünülen bazı hastaların Ödemiş’te tedavileri neden mümkün olamıyor?
Yıllardır ‘İlçemizin devlet hastanesi daha büyük olsa’, ‘daha geniş olanaklara sahip olsa’, ‘hemen her branştan çok sayıda doktorumuz olsa’ gibilerden birçok serzenişleri hep beraber yaptık, duyduk ve yaşadık. Ancak görünen o ki sağlıkta son yıllarda önemli aşmalar kaydetmemize karşın bazı konularda istenen yerlere gelsek de şu ilçeden İzmir hastanelerine hasta sevk hastalığından daha doğrusu alışkanlığından nedense bir türlü kurtulamadık. Şu İzmir’e hasta sevki hastalığını bazı olumsuzluklar yüzünden hadi eskiden olsa anlardım da şimdilerde anlamlandırmada gerçekten de zorlanıyorum. Hele hele bu durumu insan bizzat olayın içinde yaşayınca daha iyi irdeleyebiliyor.
İnsan olayın içinde yaşadığı zaman bazı konulara önyargısız bir gözle çok yakından tanık olup, genel değerlendirme fırsatı bulabiliyor. Yıl 2007. Birkaç gün Ödemiş Devlet Hastanesinde tedavi gören rahmetli dedem için mide bağırsak odaklı rahatsızlığı nedeniyle acil olarak İzmir’e sevki uygun görüldü. Belki rahatsızlığına burada müdahale yapılamayacağını düşünebiliriz. Burada sorun yok. Sorun acil olarak Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine akşam saat 10.00 gibi sevki yapılan hastamıza ilk acil müdahalenin ertesi gün saat 09.30’da yapılması. Açıkçası şu acil sevki yapılan hastanın ilk acil müdahale süresi yaklaşık yarım günü bulmuşsa o zaman soruyorum:
“Bizim hastanın aciliyeti nerede kaldı, İzmir’e sevki edildiği nerede kaldı?”
İşin bir başka ilginç yönü de o dönemin hastane başhekim yardımcısı çok değerli köylüm Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet Bayındır’ın akşamdan bilgisi dahilinde olmasıydı.
Gelelim günümüze… On gün kadar önce beyin kanamalı bir hastam var. Acil Ödemiş Devlet Hastanesindeyiz. İşlemler zamanında yapılıyor. Hastamızın durumu Beyin ve Sinir Cerrahisi ile Nöroloji doktorları arasında gelip gidiyor.İzmir’e sevk düşünülme nedeni başta Ödemiş Devlet HastanesindeBeyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı yok. Sanırım Nöroloji de tüm sorumluluğu üzerine almak istemiyor.Yoksa burada ‘Hasta için operasyon gerekmiyor’ düşüncesine karşın yine de o durumdaki bir hasta niçin eş değer bir başka hastaneye sevk edilsin?
Benim beyin kanamalı acil hastam için yarım saat ile bir saat arası öngörülen acil(!) ambulansın gelme süresi yaklaşık 2,5 saati buldu.Sonrasında da İzmir’den vazgeçilip Torbalı Devlet Hastanesine girişimiz öğleyi buldu. Hastamızın işleme alınma saati 11.47 olarak görünüyor. Burada ilk olarak genel durumu değerlendiren ilgili doktorun serzenişi bizim “Acaba?” diye üzerinde durduğumuz düşüncelerle bire bir örtüşüyor:
”Sorumluluğu kendi üstlerinden atıyorlar.”
Ne dersiniz? Sizce kim haklı? Sevk edenler mi yoksa sevk edilen yerdekiler mi?
Ülkemizde zeki öğrencilerin ilk tercihleri genellikle tıp fakülteleri… Okullarda çok da iyi eğitim aldıklarını düşünüyorum ancak bazı konularda özellikle iletişim ve hasta psikolojisi konusunda bazı eksik ya da hatalı yönlerin olduğunu düşünüyorum. Çünkü acildeki bir doktor, bilinci tamamen açık bir hastanın kulakları duya duya hemen yanı başındayüksek tondan “Falanca hastanın yakını kim?” diye sorup, “Ben” yanıtını alıp yanına yaklaşmama karşın “Hastanız beyin kanaması geçiriyor!” diye bağırmamalı.
Peki, hasta kim? Devlette, Ödemiş Adliyesine yıllarını vermiş, işini dürüstçe adam gibi yapmış, çalıştığı kuruma en uygun biçimde görevini yerine getiren, çalıştığı kurumda efendi kişiliği ve meslek karakteri olarak sevilen kişilerden biri olan emekli Yazı İşleri Müdürü…
Sağ olsunlar Torbalı Devlet Hastanesindeki genel ilgi ve alâka bizim bazı olumsuz düşüncelerimizi alıp götürdü.
Düşünüyorum ve soruyorum:
Bu kadar büyük, bölge hastanesi olma niteliği bile taşıyan Ödemiş Devlet Hastanesinde, üstelik yeni donanımlı böylesine bir hastanede belirli alanlarda kadrolu uzman doktor niye bulunmaz?
Planlaması yapılarak emekli olmuşların ya da ataması çıkmışların yerine bir başkası zamanında niye gelmez?
“Önemli durumlarda daha büyük hastanelere sevk olan hastalar acaba beklenilen ilgiyi ve kendilerine fazla zaman ayrılması avantajını gittikleri yerlerde gerçekten de tam anlamıyla görebiliyorlar mı?” sorusunu ülkemizde doktor başına düşen hasta sayısına bağlı olarak da ayrıca irdelemek gerekiyor.
Son dönemlerde Ödemiş ve çevresinden farklı branştaki doktorların hastaları olarak Tire Devlet Hastanesini tercih edenlerin genel düşüncesinden bu bağlamda nasıl bir anlam çıkarmalıyız?
Ben hep Atatürk’ün de “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.” sözünden esin alarak ve güven duyarak Türk hekimlerinin arkasında durdum ve durmaya da devam edeceğim. Ancak ülkemizde doktor başına düşen hasta sayısının normalin iki ya da üç katına ulaşıyor olması bu konuda da başlı başına bir karmaşadır. Son yıllarda bilimin daha da gelişmesiyle tıp alanında kullanılan araç gereçlerin kullanımı sağlık alanında çok önemli kolaylıklar sağlamış olsa da bu geniş sistemin çok yönlü olarak idaresi, kontrolü, denetimi ve şeffaflığı konusunda da birtakım gelişmeler bekliyoruz.
Biz neyse ki İzmir’e sevk hastalığında yolun tam ortasında kaldık. Yolumuz Torbalı’da bitti. Allah hastanelere düşürmesin. Düşenlere de doktorlarımıza da kolaylık versin.
Bu arada sağlığına kavuşarak taburcu olan babamın yaklaşık on günlük tedavi sürecinde yakın ilgilerini derinden hissettiren Torbalı Devlet Hastanesi doktorlarına ve diğer sağlık çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Şifa bekleyen diğer tüm hastalarımıza da acil şifalar diliyorum.
Sağlıklı günlere…