Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

MEHMET TOP

MEHMET TOP

Mevlana Hazretlerinin Mesnevisindeki tefsiriyle Kuranı Kerimde Bakara Suresi 260. Ayeti hatırlatıyor. Ayette mealen  İbrâhim “Rabbim! Ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!” deyince, rabbi “Yoksa inanmıyor musun?” demişti. O “Hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin diye” cevabını verdi. Rabbi “Kuşlardan dört tane al, onları kendine alıştır, sonra (parçalayıp) her bir tepeye onlardan bir parça bırak, sonra onları çağır. Koşarak sana gelecekler ve şunu bil ki, Allah hep galiptir ve hikmet sahibidir” buyurdu.

Mesnevi’nin 5. Cildinin başlarında ayet şöyle tefsir edilir. “ “Dört kuş al, onları yanına topla” ayetinin tefsiri” Ey idraki güneşe benzeyen, sen vaktin Halil’isin. Bu yol kesen dört kuşu öldür! Çünkü bunların her biri de karga gibi akıllıların akıl gözlerini oyar, çıkarır. Tene ait dört huy, Halil’in kuşlarına benzer. Onları kesmek cana yol açar. Ey Halil, iyiden kötüden kurtulmak için kes onların başlarını da ayaklar setten kurtulsun.  Kül, sensin, hepsi de senin cüzülerindir. Çöz ayaklarını, onların ayakları senin ayakların demektir. Alem, senin yüzünden ruhların uçtuğu, toplandığı bir yer haline gelir; bir atlı, yüzlerce orduya dayanç olur. Çünkü bu ten dört huyun durağıdır, o huyların adları, dört fitneci kuştur. Halkın ebedi olarak diriliğini istersen bu dört şom ve kötü kuşun başlarını kes. Sonra da onları bir başka çeşit dirilt de artık onlardan bir zarar gelmesin. Dört yol kesen manevi kuş, halkın gönlünü yurt edinmiştir. Bütün gönüllere emir olursan, ey kişi, bu zamanda Tanrı halifesi sensin. Bu dört diri kuşun kes başlarını da ebedi olmayan halkı ebedileştir! Bu kuşlar, kaz, tavus, kuzgun ve horozdur. Bunların içlerdeki benzerleri de dört huydur. Kaz hırstır, horoz şehvet. Makam tavusa benzer, kuzgun dileğe. Kuzgunun dileği, ebedi olmak, yahut uzun bir ömre kavuşmaktır, bunu umar durur. Hırs kazı, kuru yaş ne bulursa yere gömer. Bir an bile kursağı durmaz Tanrı buyruğundan yalnız “Yeyin” hükmünü duymuştur. Yağmacıya benzer, evini kazar, çabuk çabuk dağarcığını doldurmaya bakar. İyi kötü ne olursa dağarcığına tıkar. İnci tanelerini de oraya tıkıştırır, nohut tanelerini de.” ,

Bu anlatımdan da anlaşılacağı üzere İslam tasavvuf kültüründe kuşların mühim bir yeri vardır. FeridüddinAttâr ve Mevlana gibi sûfîler tasavvufî ve ahlâkî konuları daha basit bir dille anlatabilmek için bazen kuşlarla ilgili örneklerden veya hikâyelerden yararlanmışlardır.

Bugün Konya Mevlana Müzesinin en kıymetli madeni eserlerinden biri olan Nisan Tası; yapısı ve üzerindeki zengin süslemeleri ile üslup, estetik ve ikonografik açıdan bilmeye ve incelemeye değer nadide örneklerden biridir. Üzerindeki her bölüme işlenmiş yazılar, insan ve hayvan figürleri ile geometrik ve bitkisel süsleme örnekleri altın ve gümüş gibi değerli madenlerle bu tasın yüzeylerine işlenmiştir. Musul’da İlhanlı Hükümdarı Ebu Sait Bahadır Bey için yapıldığı üzerindeki dört kitabede zikredilen bu eserin hükümdarın kendi sağlığında Konya Mevlana Dergâhına hediye olarak gönderildiği bilinmektedir. Bugün müzede sergilenen ama geçmişte şifa umulan ve Mevlevilikte de önemli olan nisan yağmurlarının içerisinde biriktirildiği bir kap durumundadır. Günümüzde Nisan Tası dendiği zaman insanların zihninde bir şeylerin canlanmadığını görünce; Mevlana’nın 744. Ölüm yıldönümünün kutlanacağı bu günlerde bu vesileyle bu nadide eser tanıtılmaya gündeme getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu eseri ilk defa ayrıntılı olarak tanıtan dönemin Konya Müzesi Müdürü M. Zeki Oral’ı rahmet ve şükranla anmak istiyorum.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
- 28 Mart 2024
- 26 Mart 2024
- 16 Mart 2024
- 14 Mart 2024
- 4 Mart 2024
- 1 Mart 2024
- 23 Şubat 2024
- 21 Şubat 2024
- 8 Şubat 2024
- 6 Şubat 2024
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ