Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

GEÇMİŞTEN BADEMLİ TARİHİ

MEHMET TOP

MEHMET TOP

Bademli’ye ayak bastığınızda sizi beldenin sıcakkanlı ve çalışkan insanları karşılayacaktır.Toplam 2 bin 900 nüfuslu Bademli, her mevsim başka güzel. Şirin beldede; tarihi Salih Efendi, Çapanoğlu ve Apbaş mescitleriyle Abdülbaki, Hayrettin Efendi, Kılcı Mehmet Ağa ve Derviş Ağa camileri zengin kültür varlıkları olarak hemen gözünüze çarpıyor. Akdeniz iklim özelliklerine sahip binlerce çeşit bitkinin yetiştiği Bademli, Aydın dağlarından gelen çayların zengin kaynak sularıyla besleniyor. Belediyenin 1990 yılı başında kurup, işlettiği ‘Bademsu’ tesisi ise bunun en güzel örneği. Yakında hizmete girecek olan Bademli barajı, su kaynaklarını daha da zenginleştirecek. Halkının büyük bir bölümünün ekmeğini topraktan çıkardığı beldede, toplam tarım alanı 12 bin dekar civarında. Cenneti andıran yaylalarında ise kestane, ceviz, elma gibi meyvelerle barbunya ve fasulyesi de ünlü. Kaliteli kirazın şöhreti de festivalle yapılmaktadır.Beldede iğne, dantel ve boncuk oyası, kaneviçe tarzı el işleri de yaygın. Çaputçul, peştamal, pembezar dokumalar ve keçecilik hala yaşayan meslekler. Bademli, son yıllarda dağcılık ve doğa yürüyüşü kulüplerinin de ilgisini çekiyor. Yamaç paraşütü ise adrenalin tutkunlarının yükselen trendi olarak bilinmektedir.

Bademli’nin o kadar çok gezilip, görülecek yeri var ki, bu küçük beldenin bu kadar zenginliğe sahiptir.Bademli’nin tarihi 1327 yılına dayanır. Aydınoğulları Beyliği’nden İbrahim Bahadır’ın, Bodamya Beyi olarak anılmasıyla anılan Bademli adının ‘ırmak yurdu’ anlamındaki ‘Potamia’dan kaynaklandığı yazılır. Potamia adı zaman Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ‘Bademye’ şekline gelmiş, 1965’te Bademli olarak değiştirilmiş. Eski Türk mimarisinin güzelliklerini yansıtan Bademli evlerin benzerlerini ise ancak Birgi’de görebilirsiniz. Bademli’nin evleri Safranbolu evleri gibi özelliğini korumayı başarmış yapılardır. “Hanay” biçimi inşa edilmiş iki katlı evlerin, yan yana yapılmış odalarının önünde ise iç avluya bakan “çardak” bulunur. ‘Potomia’ kalesini mutlaka görün. Bademli’nin parkları ve mesire yerleri sizlere doğayla baş başa kalabileceğiniz eşsiz bir ortam yaratacak.

XIII. Yüzyılda, Bizanslılar ya da Cevevizliler eliyle yapılmış olduğunu sandığımız kale, Pazaryeri köprüsünün doğusunda Selvi çayı ile Aktaş deresinin arasında ve her iki akarsuyun birleştiği noktaya yakın olup, Aktaş denilen yerdedir. Koruma kalesi olarak kullanıldığı düşünülmektedir.Aşıklaroba mahallesinde, yukarı Kabaşlar denilen yerde, Şeyh İbrahim’lerin evinin batı duvarında 1852 yılında yapılmış bir hayrattır. Bugün suyu akmadığı için kullanılmamaktadır. Taş kitabesi ise yıllar önce sökülüp, götürülmüştür. Halkın, “Evliyabaşı” dediği yerde 5 mezar bulunmaktadır. Mezarşarın üstünde ise herhangi bir yapı bulunmamaktadır. Söylenceye göre mezarların yaklaşık 690 yıl önce ‘Potamia’ Bizanslıların ya da Cenevizlilerin elindeyken buraya fetih için gelen Türk birliğine ait askerlere ait olduğu sanılmaktadır.Halk arasındaki söylenceye göre, Beydağ’ın ‘Korga’ yöresinden Bademli’ye “Arapbaş” adında bir oymak gelir. Oymağın beldeye yerleştiği yere günümüzde Akçalı Mahallesi adı verilir. Arapbaş oymağı önderlerinin torunlarından Hacı Haliloğlu Hayrettin Efendi tarafından XIII. Yüzyılda çarşının içine yaptırılan bu cami günümüzde tüm heybetiyle ayaktadır. Bademli’nin en önemli yapıları arasında gösterilir. Aşıkoba Mahallesi’ndeki bu eşsiz cami iç süslemeleri ve duvar resimleriyle ile adeta göz kamaştırıyor. Camide, restorasyon çalışmaları ise halen devam ediyor.1819’da Yenikahve’de yaptırılmıştır. 1931’de onarım görmüş ve günümüzde ibadete açıktır.Çapanoğlu Mustafa Ağa tarafından 1824’de Pazar yerinde yaptırılmıştır. 1946’da ise KızılcızadeAhmed Ağa tarafından genişletilmiştir. 1849’da Pazaryerinde Hacı Mustafa tarafından yaptırılan cami, sonradan onarım görse de günümüzde ne yazık ki özelliğini yitirmiştir.1864’de Arapbaşoğulları tarafından yaptırılmıştır. Akçalı mahallesinde bulunan bu tarihi değer de günümüze ulaşamayan yapılar arasında yer almaktadır. 1853’de Yakaçelebi Mahallesinde Baki oğulları tarafından yaptırılmıştır, 1935 ve 1966’da iki önemli restorasyon geçirmiştir. Hayrettin Efendi Cami’nin kuzey bitişiğinde, yaklaşık 200 yıllık bir yapıydı. Yapı gereçleri ise taş, ağaç ve saman karıştırılmış çamurdu. İki odası olan bu yapıda, Osmanlı döneminde kadılar otururlardı. Tarihin derinliklerine gömülen bu eşsiz yapıda, İnce Mehmet Efe’nin kızanları ile birlikte 1907 yılında zaptiyeler tarafından öldürüldüğü kayıtlara geçtiği bilinmektedir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
- 16 Nisan 2024
- 4 Nisan 2024
- 3 Nisan 2024
- 28 Mart 2024
- 26 Mart 2024
- 16 Mart 2024
- 14 Mart 2024
- 4 Mart 2024
- 1 Mart 2024
- 23 Şubat 2024
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ