Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

“VAJİNİSMUS ve DİSPARONİ “

Belgin Kanat

Belgin Kanat

Cinsellik ve seks ne kadar yakın olsa da farklı iki kavramdır ve sıklıkla birbirine karıştırılır. Cinsellik denediğinde akla ilk gelen seks olsa da ne yazık ki bu doğru bir tanım değildir. Cinsellik, seksi de içine dahil eden daha geniş bir kavramdır. Cinselliğin fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik yöneleri vardır ve bir bireyin doğuştan getirdiği cinsiyetine ait tüm özellikleri içine alır. Bireyin cinsiyeti, giyim tarzı, ses tonu, yürüyüşü ve hatta saç şekli bile cinselliğin bir parçasıdır. Seks ise çoğu zaman ilk insan arasından gerçekleşen bir eylemdir. Seksin içerdiklerine baktığımızda dokunma, öpüşme, sevişme gibi eylemleri görürüz. Seks sevginin ve zevkin ortaklaşa paylaşımıdır. Seks yapmak kendini ve ötekini bilmeyi gerektirir ve herhangi bir performans hedefi olmaksızın uyumlu bir şekilde haz alıp verebilmeyi içeren bir sanattır. Bu sanatı ifa etmenin içerisinde acı, ağrı, kanama, bulantı, tiksinme, kaçma veya kaçınmaya yer yoktur.

Cinsel Organlarda ve Pelviste Ağrı ve İçe Girme Bozukluğu Nedir?

Vajinismus ve disparoni rahatsızlıkları son zamanlarda birleştirilerek cinsel organlarda ve pelviste ağrı ve içe girme bozukluğu olarak adlandırılmaya başlandı. Bu bozuklukta deneyimlenenler ise 5 madede toplanmıştır. Cinsel birleşme esnasında sürekli olarak veya yineleyici bir biçimde vajinaya girmede güçlük yaşanmasıVajinaya girme esnasında veya girişim süresince vulvovajinada veya pelviste şiddetli bir ağrı veya acı duyulması,Vajinaya girme eylemi sırasında veya öncesinde vulvovajinada ya da pelviste ağrı duymayla ilgili korku duyma ve yoğun düzeyde bir beklenti kaygısı yaşanması

Benzer şekilde ağrı ve acı duyma beklentisi ile korku ve acı duyma ve bundan dolayı seksten kaçınma veya erteleme davranışının olması

Vajinaya girme esnasında pelvik kaslarını çok kasma ve cinsel birleşmenin imkansız olduğunu düşünerek algının bozulması,Fakat, cinsel vajinismus ve disparoni bir kader değildir; tedavisi mümkün bir cinsel işlev bozukluğudur.

Ülkemizde cinsel tedavi ile başvuran her on kadından biri vajinismus ve disporani yaşamaktadır ve bu hayli yüksek oran göstermektedir ki, bu bozukluk ciddiye alınmayı hak etmektedir. Genel anlamda bakıldığında yaşanan durum seks yapma korkusu ve yoğun kaygı yaşanmasıdır. Aslında yaşanan ise kadın bedeninin cinsel birlikteliği reddetmesidir. Ne yazık ki bunun nedenleri üzerinde pek durulmaz ve asıl olan keşfedilemeden çiftler ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşamayı sürdürürler.

Kadının kasılması vajinal açıklığı daraltarak cinsel ilişkinin imkansız hale geldiği veya çok ağrılı olacağı algısını ortaya çıkartır. Öyle ki bu kasılmalar gerçek bir cinsel ilişki esnasında olabilirken yalnızca temas edilmesi halinde veya bu birleşmenin hayal edilmesi sırasında bile ortaya çıkabilir.

Yaşanan bu kasılma aslında stres yoğun endişe ve korku duygularının bir sonucudur. Ortaya çıkan bu yoğun endişe kişiye kendisini koruma altına alması gerektiğini söyler ve bedeni de korunması için kaslarını kasarak bir refleks yanıtı oluşturur. Bu durum bir kez yaşandıktan sonra bile koşullu refleks halini alabilir ve kişinin hayatına sıkıca yerleşebilir. Kadın kendini durdurmaya ve bunun yaşanmasını engellemeye çalışsa dahi artık yerleşmiş olan bu koruma refleksinden kendi başına kurtulması oldukça güçtür. Bu refleksi besleyen şeylerden biri de; cinsel birleşmede kadının içe alan erkeğin ise içe giren yani kontrol eden olduğu düşüncesidir. Kontrolsüzlük düşüncesi kadının korkusunu daha da alevler ve bu refleksi kemikleştirir. Cinsel ilişkide kontrolün kendinden olmaması kadının canının her an yapabileceği endişesini daha da büyütür. Zarar görebileceğini düşünen kadın bu kasılma halini artık cinsellik ile ilgili olmayan alanlara da taşıyabilir. Örneğin, herhangi bir jinekolojik muayenede bile kadın kasılma refleksi gösterebilir çünkü orada da korkulan kontrolün doktorda olmasıdır ve her an canı yanabilir endişesi hızlanarak artar.

Neden Ortaya Çıkar?

Vajinismus ve disparoni bozuklukları her yaşta ve her toplumdaki kadında görülebilir ve fizyolojik sebeplerin yanı sıra, çoğunlukla psikolojik sebeplerden köken alır. İlk olarak fizyolojik nedenler sıralanacak olursa; tümörler, vulvarvestibülitsendromu, pelvik iltihaplar, üriner enfeksiyonlar, vajinal atrofi, genital sistem anomalileri, yumurtalık kistleri, kuruluk ve diğer enfeksiyonlar nedenler arasında yer alır.

Öte yandan psikolojik nedenler incelendiğinde daha kapsamlı ve fazla oldukları göze çarpar. En yaygınları ise şu şekildedir;

Cinsellik hakkında yanlış veya eksik bilgiler, geçmiş cinsel deneyimin olmaması, geçmişteki cinsel taciz veya tecavüz gibi ciddi travmalar, hamile kalma endişesi, acı duyma korkusu, kızlık zarı takıntısı, tutucu ve baskıcı bir aile kültüründe büyümüş olmak, çocuklukta şok edici cinsel görüntülere maruz kalmış olmak, evde şiddet yaşanması, cinselliği çok kötü veya suç gibi algılatan dini ve ahlaki yargılara sahip olmak, obsesif kişilik özelliklerine sahip olmak, cinsel kimlik problemlerinin olması, kadın olmanın reddedilmesi, cinsel partnere duyulan güven eksikliği, kendini beğenmeme ve negatif bir beden algısına sahip olma, cinsel organlardan iğrenme, cinsel becerileri eksik ve yetersiz bilme…

Bu rahatsızlığın sıklıkla nedenleri psikolojik etmenlere dayandığından tedavisinin de kapsamlı, insani, bilimsel ve psikolojik temelli olması uygun olacaktır. Cinselliği özgürce ve en keyifli hali ile yapabilmek her kadının en doğal hakkıdır ve tedavinin nihai amacı da bu olmalıdır. Tedavinin tek beklentisi cinsel birleşmenin yaşanması değil, kadının tüm psikolojik engellerinin aşılması ve hayat boyu sağlıklı cinsel birliktelik kurabilmesini sağlamaktır. Cinsel terapi ile sağlanan bu değişim sevgi ve hazzın karşılıklı paylaşılabildiği bir yaklaşımı içine alır ve bozukluğun geri döndürülmemesi üzerine de çalışır. Bunun yanı sıra, cinsel terapi yalnızca vajinismus ve disparoni gibi kadınlara has cinsel bozukluklar dışında ağrılı cinsel ilişki, orgazm olamama, cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri ve erken boşalma gibi diğer cinsel bozukluklarda da oldukça işlevseldir. Tüm bu problemlerin çözülmesi ile sağlıklı ve mutlu partnerler sayesinde evlilik sağlamlaştırılmış olur.

Sağlıkla kalın.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ