Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

ESAT ERÇETİNGÖZ

ESAT ERÇETİNGÖZ

Sevgili dostlar, bugün meslektaşım kardeşim Atilla Köprülüoğlu ile Basmane Metro İstasyonun’nda buluştuk öğle saatlerinde. Biz iki Basmane çocuğu elele verip doğup büyüdüğümüz semt sokaklarında duygu yüklü bir nostalji turu yaptık gün boyunca.

İlk durağımız Çorakkapı Camii’nden Altınparka girişte 1928 yılından beri faaliyetine devam eden Mehmet Helvacı Oğulları helvacı dükkanıydı.

İlyas Helvacı ile sohbetimiz birer parça kakolu tahin helvası ile tatlanırken, Altınpark yokuşunun hemen başında mezun olduğumuz Şehit Fethi Bey Ortaokulu önünde buluverdik kendimizi.

Saçım uzun diye kulağımı çeken almancacı Muzaffer Hoca geldi aklııma nedense. Birde Melih Dizdaroğlu ve Nesrin Dizdaroğlu kardeşlerimle 3 yıl boyunca bu yolu kullanarak yağmur çamur demeden fuarın içinden Namık Kemal Lisesine gidişimiz.

Az yukarıda restorasyonu devam eden ve çocukluğumuzda babamla birlikte bayram namazlarına gittiğimiz Faik Paşa Camii. Kapısı kapalıydı giremedik ne yazık.

Hamamönü’nde bizi Kubilay Mahalle Muhtarı Ünal Kalfa karşıladı içtenlikle. Ne de olsa o da mahallemin çocuğu beni ve ailemi yakından tanıyanlardan biri. Yıllar geçtikçe bir bir kapanan dükkanlar, vefat eden sahipleri üzdü biraz. Ama o da ne çocukluğumun bakkalı Yılmaz Atlet kiraya verdiği dükkanının önünde oturuyordu. Elini öpüp helalliğimi aldım. Onu unutmak mümkün değildi ki. Atilla kardeşimin aklından çıkmayan “Gıdı Gıdı Aygaz Yılmaz ” tekerlemesi güldürdü hepimizi. Triportörüyle tüp sattığı dönemlerden aklımızda kalmıştı.

Benim anılarımda kalan ise 80 li yıllarda Yılmaz Atlet’in kasap olarak gittiği Hac’da, Mekke’deki mezbahada karşılaşmamız olmuştu.

Yol üstündeki Kamuran bakkal ise devretmiş, akrabam olan Kamuran Keçeci rahatsızmış üzüldüm. Allah Şifa versin. Sonra ver elini doğup büyüdüğüm Kadıavlusu yani 965 çıkmazı. Sokağa girer girmez doğup büyüdüğüm 2 numaralı evin önünde durup gözlerimi kapattım ve çocukluğuma gittim.

Gece yarılarına kadar içini kağıtla doldurduğumuz patlak plastik  topla gazoz kapağına yaptığımız kıran kırana maçlar. Kulaklarımda rahmetli annemin sesi “Esat gece yarısı oldu hadi artık eve”.

Mahallenin ortasında sokak çeşmesi, yanıbaşında üzerinden inmediğimiz dev dut ağacı…

Şöyle bir dolaştım halamın, teyzemin oturduğu sokağı hiçbir şey eskisi gibi değildi. Evler, içindeki insanlar herşey ama herşey.

Ağlamaya fırsat bulamadan şu anda otopark olarak kullanılan Cem Sineması’nın önünde bulduk kendimizi. hemen karşısında mezun olduğu Yıldırım Kemalbey İlkokulu. Burnumda buram buram mazot kokan tahta merdivenlerin kokusu.

Kapısında çiğdem çekirdek, patlamış mısır, leblebi tozu sattığım Cem Sineması, yanıbaşında akşamları önünden geçerken korkup büyüklerin peşine takıldığımız Emir Sultan Türbesi. Sınıf arkadaşım türbedarın oğlu ferhan geldi aklıma. Ve şeyh Camii o da kapalıydı göremedik ne yazık.

Ve artık Atilla Köprülüoğlu’nun doğup büyüdüğü Pazaryeri’ndeyiz. 948 Çıkmazı 7 numaralı evde açmıştı gözünü kardeşim, 70 li yıllara kadar da orada yaşamıştı. Çocukluğunda oturmak için kıyasıya yarıştığı tarihi taşın üstünde fotoğrafını çekerken duygulandı, boğazında düğümlendi anılar. Sokak başında karşılaştığımız 55 yıllık baklavacı İlyas Usta ile ayaüstü sohbetimiz ömre bedeldi doğrusu.

Çocukluğumuzda bayram yerinin kurulduğu Pazaryeri Meydanı Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenmişti ama insanımızın kullanımından kaynaklı çok bakımsız görünüyordu.

Adım adım yola devam ettik patlıcanlı yokuşu, Atillanın mezun olduğu Kemal Atatürk Ortaokulu, Agora’da eski adıyla Gönül, yeni adıyla Harput açıkhava sineması. Beyaz perdesini görünce daldık içeri. Büyükşehir Belediyesi burayı da satın almış restore ediyordu. Çalışan görevliler 2023 yazında eski görkemli günlerine dönecek dediler.

Buraya kadar gelmişken elim bir kazada hayatını kaybeden mesleştaşım Tarık Sarı Sokağı’na da uğrayıp anmadan edemedik tabi ki.

Basmane sokaklarında yaptığımız nostalji turu bitmişti ama, daha uğrayacak çok yerimiz çok dostumuz vardı. Havra Sokağı’nda tarihi BasmaneLokmacısı’nda Okan Genç kardeşimin elinden dondurmalı fıstıklı ezme kadayıf, Kemeraltı’nda Nurettin Şatafoğlu ve Av. Cesur Kaleci ile hoş sohbet içilen beş çayı.  Bu arada İlyas Gönen’e de uğradık ama kendisi yoktu ne yazık. Mis gibi taze kavrulmuş kahvelerimizi alıp selam söyledik.

ve Yarım asırlık Füsun Bebe’de Hüseyin Savacı ile içilen ömürlük hatırlı akşam kahveleri ile noktaladık günü. Çocukluğumuzu bir kez daha yaşamanın huzuru ve duygusallığı içinde vedalaştık yarın Basmane günlerinde buluşmak üzere.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
- 9 Nisan 2024
- 20 Mart 2024
- 15 Mart 2024
- 8 Mart 2024
- 28 Şubat 2024
- 25 Şubat 2024
- 22 Şubat 2024
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ