Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

MEHMET TOP

MEHMET TOP

Yapıda ilk kitabe mihrapta yer almaktadır. Bu ilhanlı dönemine denk gelen bir usta ve tarih kitabesidir. Kitabede “AmeluAbdülmü’min bin Şerefşah El-Nakkaş El-Tebrizi” isimli usta adı ile 676 (1277) tarihi yer almaktadır. Bu da mihrabın İlhanlı Hükümdarı Abaka Han zamanında yapıldığını ortaya koymaktadır. Ancak Abaka Han’ın yaptırdığına dair kesin bir bilgi mevcut değildir. Selçuklu Döneminde yapılan köşk tipli kubbeli kısmın mihrabı üzerine İlhanlı Devrinde daha büyük boyutlu alçı mihrabın yapıldığı anlaşılmaktadır. Daha sonra Afşar ve Kaçar hanedanlığı ile İran Devleti tarafından camiye bazı ilave ve onarımlar yapılmıştır. Bunlardan ilki üzerindeki kitabeden anlaşılacağı üzere 1184 (1770) tarihinde Afşar beyi Kuli Han tarafından yaptırılan kubbeli bölümün batısındaki 27 kubbeli kısım ile avluyu çevreleyen revaklardır. Bu dönemde cami geniş bir avlunun etrafında şekillenen bir özellik kazanmıştır.

Kubbeli köşk bölümündeki mihrabın solunda duvar üzerindeki bir diğer kitabeden de Kaçar hanedanlığı döneminde Fethalişah tarafından 1250 (1834) tamir edildiği ve çeşitli yazıların kuşaklar halinde eklendiği anlaşılmaktadır. Yine 1302 (1885) tarihinde Hacı Molla Caferi tarafından minberi yaptırılmıştır. Ayrıca mihrabın sağındaki kitabeden 1945 yılında İmam Arabbağı tarafından camide bir takım onarımların yaptırıldığı anlaşılmaktadır. En son 2000-2001 yıllarında yapı tamamiyle elden geçirilip restore edilmiştir. Günümüzde ibadete ve ziyarete açıktır. 

Mescid-i Cuma, doğu batı yönünde dikdörtgen bir avlunun çevresinde yer alan yapılardan oluşmaktadır. Bu yapılardan avlunun güney doğusundaki kare planlı köşk kısmı caminin en eski çekirdek yapısıdır. Zaman içerisinde bundan gelişen bir külliyeye dönüşmüştür. Külliye şeklinde genişlemesi 18. yy’da gerçekleşmiştir. Bu da köşk tipli kubbeli mescidin batısına enlemesine uzanan üç sahınlı, üzerleri kubbelerle örtülü mekan ilavesi ile bunun batı köşesinden kuzeye doğru uzanan revakların üç yönlü dolanarak, tekrar mescidin önüne kadar uzanmasıyla oluşturulan avlu düzenlemesidir.

Köşk tipli Mescid, bugünkü avlunun güney doğu köşesinde yer almaktadır. Burası kubbeli şebistan olarak da adlandırılmaktadır. Dıştan 14.95 x 14.60 m. ölçülerinde kareye yakın bir alana oturmaktadır. Doğu ve batısında uzanan ince uzun beşik tonoz örtülü mekanlarla caminin ilk yapısıdır. Buraya üç yönden ikişer sivri kemerli açıklıkla girilmektedir. Üzeri mukarnaslı tromplarla geçilen sivri bir kubbeyle örtülmüştür. Kubbe çapı 11.00 m. olup, içten ve dıştan tuğla örgülü olarak yapılmıştır.

Dış cepheler zeminden kubbeye kadar üç bölüme ayrılmış bunlardan ilk iki bölüm gövdeyi, üst kısmı kubbenin oturduğu kasnağı oluşturmaktadır. Kuzey cephe hariç diğer üç cephenin alt kısımlarını çeşitli mekan ve ilave kısımlar kapatmıştır. Kuzey cephede altta sivri kemerli iki açıklık bulunmaktadır. Üst kısmın köşeleri pahlı olup, ortasına birbirine eşit, derin birer eyvan şeklinde sivri kemerli olarak belirginleşen iki pencere girintisi açılmıştır. Bunların ortalarına sivri kemerli daha küçük pencereler yerleştirilmiştir. Diğer üç yönden de bu pencere girintileri ayrı şekilde tekrarlanmıştır. Ancak güney yöndeki bu pencereler mihrabın büyütülmesi nedeniyle kapatılmıştır. Buranın alt kısmına da birbirine eşit tuğladan dört payanda eklenmiştir. Aralarında boşluklara ise sonradan dükkanlar yapılmıştır. Kasnak, dört yönde de aynı olup, iki kademelidir. Alt kısmı köşeleri pahlandırılarak sekizgene dönüştürülmüş ve ortalarına sivri kemerli birer pencere açılmıştır. İkinci kısım onaltıgen şekilde daha dar tutulmuştur. Bunun üzerine kubbe oturtulmuştur. Tüm yüzeyler çıplak tuğla örülmüştür. Sadece bölümler arasında ve kemerlerde tuğlaların değişik dizilmesiyle silmeler oluşturulmuştur.

İç mekan, 10.56 x l1.13 m. ölçülerinde olup, üzeri mukarnaslı tromplara oturan bir kubbe ile örtülüdür. Kıble duvarında ortaya yerleştirilmiş alçı mihrab, ince işçiliği ve anıtsallığı ile en dikkat çekici elemandır. Diğer yüzeyler, alçı sıvalı iki bölüm düzenlenmiştir. Ortada siyah zemin üzerine bir yazı kuşağı boydan boya dolanmakta, bu iki bölümü birbirinden ayırmaktadır. Altta ters ‘U’ şeklinde ince birer yazı şeridiyle sınırlandırılmış, sivri kemerli ikişer açıklık yer almaktadır. Bunlar doğu, batı ve kuzey yönlere açılmaktadır. Beden duvarlarının üst bölümü, her yöndeki ikişer pencere açıklığının bulunduğu yüzeylerden oluşmaktadır. Pencereler dıştan dikdörtgen, fazla derin olmayan bir girinti içerisinde, sepet kulpu kemer şeklinde ikinci bir girintiyle sınırlandırılmıştır. Bunun ortasına üç kademeli, dikine dikdörtgen görünüşlü, silmelerle çevrelenmiş olarak sivri kemer açıklıklı pencere yerleştirilmiştir. Bu silmelerden ortadaki siyah zemin üzerindeki yazılardan meydana gelmiştir. Yalnız kıble duvarındaki pencereler İlhanlı döneminde mihrabın büyütülmesi nedeniyle kapatılmıştır.

Kubbeye geçişi sağlayan tromplar, gövdenin üzerinde mukarnas dolgulu olarak dikkat çekmektedir. Yüzeyleri alçı sıvalı mukarnaslar, üç sıralı, iri üçgen biçiminde sonlanan yuvalarla oluşturulmuştur. Dört anayöne birer pencere açılmıştır. Bu pencereler dıştan içe, kademeli silmelerle dikdörtgen biçimde sınırlandırılmıştır. Asıl pencere açıklıkları bu silmenin ortasında üç dilimli kemer şeklinde açıklığa sahiptir. Pencerelerin üzerinde sıralanan yüzeysel, 24 adet sivri kemerli nişçik ile ikinci bir kademelerime sağlanmaktadır. Bunun üzerinde yer yer alçı süsleme izleri kalmış bir kuşakla kubbeye geçilmektedir. Kubbe çıplak tuğla örgülü olarak gerçekleştirilmiştir.

Ek mekan, köşk tipli kubbeli bölümün batı tarafında yer almaktadır. Burası 1184 (l770) tarihinde eklenmiştir. Buraya bakan kuzey cephenin doğu köşesine kaydırılmış bir taç kapıdan giriş sağlanmaktadır. Doğu batı yönünde dikdörtgen planlı, üzerleri kubbelerle örtülü üç şahından oluşmaktadır. Her şahında dokuzar kubbe mekanın üzerini örtmektedir. İki yönlü kemerlere oturan kubbeler birbirine eşit büyüklükte tutulmuştur. İç mekanda taşıyıcı olan payelerde taş malzeme, kemer ve kubbelerde tuğla kullanılmıştır.

Bu kısım üstten im genişliğinde dört yandan dolanan alçı bezemeli bir kuşakla sonlanmaktadır. Çok zengin bitkisel süslemeli bir zemin üzerinde kufi hatlı yazılar dikkat çekmektedir. Mihrabı ile birlikte bu alçı bezemeli kuşak ilhanlı döneminin ilavesidir. Diğer ortadaki kuşak ve pencere ve açıklıkların çevresindeki yazılar daha geç dönemde yazılmışlardır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
- 16 Nisan 2024
- 4 Nisan 2024
- 3 Nisan 2024
- 28 Mart 2024
- 26 Mart 2024
- 16 Mart 2024
- 14 Mart 2024
- 4 Mart 2024
- 1 Mart 2024
- 23 Şubat 2024
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ