Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

DÖVME

AYHAN DAYAN

AYHAN DAYAN

Futbolcularda, basketbolcularda, sanatçılarda, öğrencilerde, gençlerde ya da sokaktaki herhangi bir insanda… Kısaca dövme, hemen her grup insanda…

Son yıllarda bir dövme yaptırma tutkusu aldı başını gitti. Karşıdan bakınca her şeyiyle donanımlı sandığımız pek çok dövmeli,-belki bir bağlantısı yok ama- genel kültür anlamındaki yarışmalarda boy gösterip de kolay sorulara saçma sapan yanıtlar verince o zaman insan ne diyeceğini bilemiyor.

İnsana bir yakışan vardır, bir de yakışmayan. İşte bence insana yakışmayanların başında geliyor dövme. Pazularını geçtik, boyunlarına, bedenlerine, olmadık yerlerine dövme yaptıran ve bununla bir şey oldumluğa soyunan on binlerce genç var ve sayıları günden güne daha da artıyor.

Dövme yaptırmak, birçok insan için adeta bir tutku. Hatta bazıları için bir süre sonra bağımlılığa dönüşüyor ve bu bağımlılık uğruna tüm vücuduna dövme yaptıran insanlar görülebiliyor. Bu bağlamda adeta bir bağımlılık haline gelen dövme yaptırmanın altında yatan ilginç nedenler aslında.

Konuyla ilgili olarak interneti şöyle bir gözden geçirdim. Dövme 1800’lü yıllarda ilk kez ortaya çıktığında, suçlu ya da sapkın olmanın bir göstergesi olarak kabul edilirmiş.

Hindistanlılar, Japonlar, Amerika yerlileri ve Afrika‘daki bazı kabileler dövmeyi bir süs olarak yapmış olsalar da birçok toplumda dövmenin hastalıklara ve kötü ruhlara karşı koruyucu bir tılsım, bir nazarlık olarak uygulandığı, bireyin toplumdaki konumunu –köleefendiergenişçiasker vb.- vurgulamak için kullanıldığı bilinmektedir.

Öte yandan dövme yapma geleneği hayli eskidir. MÖ 2000’lerde Antik Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılmıştır. Mısırlıların dışında BritonlarınGalyalıların ve Trakların da dövmeleri varmış. Antik Yunanlar ve Romalılar, ‘Barbarlara özgü bir uğraş’ saydıkları dövmeyi suçlular ile kölelere yaparlarmış.

 Günümüzdeyse artık dövmeler oldukça yaygın ve eski algıların aksine dövme yaptırmak çok normal. Bir tahmine göre 18-29 yaş arası gençlerin % 38’inin en azından bir dövmeye sahip olduğu biliniyor. Peki, insanları dövme yaptırmaya teşvik eden ne? Bu soru, LuzelleNaude isimli bir psikoloğun da aklını kurcalar veekip arkadaşlarıyla birlikte araştırmalarına bir grup üniversite son sınıf öğrencisinden anket yaparak başlarlar. Anketteki sorular öğrencilerin dövme konusunda eğilimlerini ölçmeye dayalıdır. Bir ya da daha fazla sayıda dövmeleri olup olmadığı, arkadaşlarının kaç tanesinin dövmeli olduğu, dövme yaptırma ya da yaptırmama nedenleri ve dövmeli insanlar hakkındaki görüşlerinin sorulduğu anketi tamamlayan öğrenciler daha sonra da dövme hakkındaki görüşlerinin daha detaylı incelendiği birebir görüşmelere çağrılırlar. Yaptıkları araştırmalar sonucunda birtakım sonuçlara varırlar.Anketten ve mülakatlardan çıkan sonuçlar dikkat çekicidir. Katılımcıların % 78’i dövmeye sahip değildir, % 92’sinin anne babasında dövme yoktur. Ancak aynı kişilerin arkadaşlarının % 74 oranında dövmeli olduğu ve katılımcıların neredeyse yarısının da dövme yaptırmayı düşündüğü ortaya çıkar. Birbirlerine yakın ya da uzak olan değişik sonuçlar görülür. Örneğin bir grup öğrenci “Vücudum bir kitap, dövmelerim ise hikâyenin ta kendisi.” der. Dövme yaptırmayı tercih etmeyenlerin görüşleri ise genellikle sosyal ve kültürel faktörlere dayanıyor. Diğer nedenler arasında en önemlisi aile ve arkadaşlar tarafından kınanma korkusu…

Bunun yanında “Güzel ama pek benlik değil.” ya da “Havalı, yaratıcı, cesur…” diye görüş belirtenler de çıkar.

Gençler arasında yayılan dövme yaptırmak elbette bir tercih meselesi. Ancak gençler için olmazsa olmaz bir durum değildir. Güzel mi gösterir, onu da bilemem. Konuya göreceli bir kavram üzerinden yaklaşıyorsak elbette kişiden kişiye değişir. Tıpkı hızma, küpe, takılar, saç ve sakal modelleri gibi… Ancak hepsi bir yana gençlik, genç gibi olmalı, Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet için güvendiği gençlik gibi mesela. Ahlâklı, faziletli, bilgili, görgülü olmalı mesela. İnsani ve vicdani değerleri olmalı. Sevgi taşımalı yüreğinde. Son dönemlerde yaygın olarak görüldüğü gibi küfretmemeli mesela. Gençte, gençlikte bunlar yoksa eğer, inanın bedenlerinin her yeri dövmeyle dolu da olsa bir anlam ifade etmez.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ