14 Mayıs Siyasi Tarihimizde Oldukça Önemli Bir Gündür
14 Mayıs 1950 tarihinin Türkiye Demokrasi hayatında bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal “Tek parti iktidarını deviren ve Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açan bu tarihde Adnan Menderes yönetimindeki Demokrat Parti iktidara gelmiştir.1946 yılında CHP tarafından yapılan hileli seçimlerde iktidarı alamayan Demokrat Parti 1950 seçimlerinde ise halkın geniş bir kesiminden oy alarak İnönü’nün tek parti iktidarını devirmiştir.Adnan Menderes’in Başbakan olması ile birlikte, Cumhurbaşkanı da Celal Bayar olmuştur.Demokrat Parti iktidarı döneminde, Türkiye’de ekonomik olarak büyük bir sıçrayış gerçeklemiş ve tarıma dayalı sanayide büyük gelişmeler kaydedilmiştir.
İŞTE DEMOKRAT PARTİ’NİN KURULUŞ HİKAYESİ…
Genel Başkan Uysal “Yeter söz milletindir.” diyerek çıktığı siyaset yolunda güçlü Türkiye hayalini politikaları ve kalkınma atılımlarıyla gerçekleştirmeye çalışan merhum Başbakan Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonucu “demokrasi şehidi” olarak Türkiye tarihine geçmiştir.
ADNAN MENDERES’İN HAYATI
Genel Başkan Uysal konuşmasının devamında “Türk siyasi tarihinin simge isimlerinden Ali Adnan Menderes, 1899 yılında Aydın’da dünyaya geldi. Annesi Tevhide Hanım, babası Ethem Bey ve ablası Melike’yi verem hastalığından kaybeden Ali Adnan, okulunu bitirmesinin ardından dedesi Hacı Ali Paşazade’nin kendisine miras bıraktığı Çakırbeyli Çiftliği’nin başına geçti. Çiftliğin büyük bir bölümünün köylüler tarafından kullanıldığını fark eden Menderes, 1932 yılında çiftliğin bu bölümünü tapu terki yoluyla köylülere bıraktı.
İzmir’in tanınmış ailelerinden Evliyazadelerin kızı Fatma Berrin Hanım ile 2 Eylül 1928’de evlenen Adnan Menderes’in bu evliliğinden Yüksel, Mutlu ve Aydın adında üç çocuğu dünyaya gelmiştir.
Siyasi kariyerine Serbest Cumhuriyet Fırkası’nda başlayan Menderes, bu parti kurulmadan önce CHP’den bir teklif almış ancak kabul etmemiştir.Adnan Menderes, Celal Bayar, İttihat ve Terakki Mektebi’nden hocası Vasıf Çınar ve çok iyi tanıdığı Halit Onaran ile görüşmesi sonrasında CHP’ye katılmıştır.Atatürk’ün keşfiyle milletvekilliğine giden yol,CHP il yönetiminde göreve başlayan Adnan Menderes, parti teşkilatını Aydın’da yeniden kurdu.Atatürk, Aydın’ı ziyareti kapsamında ilk başta kendisine iletilen “Eski SCF’liler il yönetimini ele geçirdi” iddiası üzerine CHP il yönetimini ziyaret etmek istememiş ancak heyetin ısrarı üzerine ziyaret gerçekleşmişti. Bu ziyaret kapsamında bir araya gelen Atatürk ve Menderes arasında soğuk başlayan görüşme 4 saat sürdü. Menderes’in görüşleri Atatürk’ün dikkatini çekti ve bunlardan bir rapor hazırlamasını istedi. Menderes, hazırladığı raporu Atatürk’e iletti.
14 Mayıs 1950… Tek parti iktidarı işte böyle son bulmuştu!14 Mayıs 1950 Türkiye demokrasisi açısından oldukça önemli bir tarih. Tek parti iktidarını deviren ve Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açan bu tarihde Adnan Menderes yönetimindeki Demokrat Parti iktidara gelmişti. 1946 yılında CHP tarafından yapılan hileli seçimlerde iktidarı alamayan DP, 1950 seçimlerinde ise halkın geniş bir kesiminden oy alarak İnönü’nün tek parti iktidarını devirmişti. Adnan Menderes’in Başbakan olması ile birlikte, Cumhurbaşkanı da Celal Bayar olmuştu. Demokrat Parti iktidarı döneminde, Türkiye’de ekonomik olarak büyük bir sıçrayış gerçeklemiş ve tarıma dayalı sanayide büyük gelişmeler gözlenmiştir.İşte Demokrat Parti’nin kuruluş hikayesi.”Yeter söz milletindir.” diyerek çıktığı siyaset yolunda güçlü Türkiye hayalini politikaları ve kalkınma atılımlarıyla gerçekleştirmeye çalışan merhum Başbakan Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonucu “demokrasi şehidi” olarak Türkiye tarihine geçti.
Genel Başkan Uysal “Türk siyasi tarihinin simge isimlerinden Ali Adnan Menderes, 1899 yılında Aydın’da dünyaya geldi. Annesi Tevhide Hanım, babası Ethem Bey ve ablası Melike’yi verem hastalığından kaybeden Ali Adnan, okulunu bitirmesinin ardından dedesi Hacı Ali Paşazade’nin kendisine miras bıraktığı Çakırbeyli Çiftliği’nin başına geçti. Çiftliğin büyük bir bölümünün köylüler tarafından kullanıldığını fark eden Menderes, 1932 yılında çiftliğin bu bölümünü tapu terki yoluyla köylülere bıraktı.
İzmir’in tanınmış ailelerinden Evliyazadelerin kızı Fatma Berrin Hanım ile 2 Eylu¨l 1928’de evlenen Menderes’in bu evliliğinden Yüksel, Mutlu ve Aydın adında üç çocuğu oldu.
Siyasi kariyerine Serbest Cumhuriyet Fırkası’nda başlayan Menderes, bu parti kurulmadan önce CHP’den bir teklif almış ancak kabul etmemişti. Menderes, Celal Bayar, İttihat ve Terakki Mektebi’nden hocası Vasıf Çınar ve çok iyi tanıdığı Halit Onaran ile görüşmesi sonrasında CHP’ye katıldı.
ATATÜRK’ÜN KEŞFİYLE MİLLETVEKİLLİĞİNE GİDEN YOL
Genel Başkan Uysal “CHP il yönetiminde göreve başlayan Menderes, parti teşkilatını Aydın’da yeniden kurdu.Atatürk, Aydın’ı ziyareti kapsamında ilk başta kendisine iletilen “Eski SCF’liler il yönetimini ele geçirdi” iddiası üzerine CHP il yönetimini ziyaret etmek istememiş ancak heyetin ısrarı üzerine ziyaret gerçekleşmişti. Bu ziyaret kapsamında bir araya gelen Atatürk ve Menderes arasında soğuk başlayan görüşme 4 saat sürdü. Menderes’in görüşleri Atatürk’ün dikkatini çekti ve bunlardan bir rapor hazırlamasını istedi. Menderes, hazırladığı raporu Atatürk’e iletti.
1931 yılındaki erken seçimde aday olmadığı halde milletvekili seçilen Menderes, kendisini aday listesine Atatürk’ün koyduğunu öğrendi.Menderes, 1935, 1939, 1943 seçimlerinde CHP Aydın Milletvekili olarak aralıksız 14 yıl parlamentoda CHP grubunda görev aldı. Menderes, hükümetin Toprak Reformu Tasarısı’nın 1945’te Meclis’teki görüşmeleri sırasında sergilediği karşı duruş sonrasında siyaset sahnesinde tanınan bir isim haline geldi.İzmir Milletvekili Celal Bayar, Aydın Milletvekili Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Kars Milletvekili Fuat Köprülü, 7 Haziran 1945’te CHP Meclis Grubu’na kanunlardaki ve parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını içeren bir önerge verdi.Türk siyasi hayatına “Dörtlü Takrir” olarak geçen önergenin verilmesinin ardından Celal Bayar’ın deyimiyle “partide fırtına koptu”.Parti içindeki çatışma üzerine Başbakan Şükrü Saraçoğlu basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye’de demokrasi olmadığına inananların Hükümete gazete kapatma yetkisi veren Basın Kanunu’nun 50. maddesini gerekçe gösterdiklerini ancak bunun savaş yıllarının getirdiği bir tedbir olduğunu savundu.Adnan Menderes’in Başbakan Saraçoğlu’nun demecini gazete köşesinden değerlendirmesi parti içindeki rahatsızlığı daha da artırdı.Ülkede demokrasi olmadığını savunan Fuat Köprülü ve Adnan Menderes için Başbakan Saraçoğlu’nun başkanlığında 21 Eylül 1945’te toplanan Parti Divanı ihraç kararı aldı.
Refik Koraltan, ihraç kararını eleştirdiği için partiden uzaklaştırıldı.Celal Bayar ise Basın Kanunu’nun haberleşme hürriyetini sınırlayan 17. ve 50. maddelerinin değiştirilmesine dair tasarısı CHP Grup Toplantısı’nda reddedildiği için istifa etti.
DEMOKRAT PARTİ’NİN KURULUŞU
Uysal “Demokrat Parti (DP) 7 Ocak 1946’da Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kuruldu.Demokrat Parti’nin bütün eleştirilerine rağmen, partinin kuruluşu üzerinden 4 ay geçmeden erken seçim kararı alınarak, önce yerel ardından genel seçim sürecine girdi.26 Mayıs 1946’da yapılan yerel seçimlere girmeme kararı alan Demokrat Parti, partilileri sandığa gidip gitmemekte serbest bıraktı.CHP’nin kazandığı 1946 genel seçimlerinde Adnan Menderes, memleketi Aydın’dan değil Kütahya’dan milletvekili seçildi.Demokrat Parti Meclis Grubu’nda görev dağılımı yapılarak, Meclis Grup Başkanlığına Celal Bayar, Grup Başkan Vekilliğine Fuat Köprülü, Yönetim Kurulu üyeliklerine Adnan Menderes, Emin Sazak, Yusuf Kemal Tengirşenk, Fuat Hulusi Demirelli, Ahmet Tahtakılıç ve Saim Ergenekon seçildi. Demokrat Partili vekiller, “seçimlere hile karıştırıldığını” savunarak seçimlerin iptal edilmesini talep etti ancak bu kabul edilmedi.
Menderes’ten Basın Kanunu’nda yapılan sınırlı değişikliğe itiraz,CHP hükümeti Basın Kanunu’nda değişikliğe gitti ancak bu değişikliğin sadece 50’nci madde ile sınırlı tutulması eleştirilere neden oldu.Adnan Menderes, Basın Kanunu’ndaki bu sınırlı değişikliğe itiraz ederek, söz ve fikir hürriyetini baskı altına alan maddelerin değiştirilmemesini eleştirdi.Demokrat Parti’nin 1950 seçimlerindeki zaferi,CHP Hükümeti 1 Mart 1950 tarihinde genel seçimlerin 14 Mayıs 1950’de yapılmasına karar verdi. Halkın Demokrat Parti’ye ilgisi, aday listelerinde de kendisini gösterdi. Büyük bir seçim kampanyası başlatan Demokrat Parti’de milletvekili adaylığına yoğun talep oldu.
Seçimlerde, DP kurucularından Celal Bayar Bursa ve İstanbul’dan, Adnan Menderes İstanbul’dan, Fuat Köprülü Aydın ve İstanbul’dan, Refik Koraltan Balıkesir ve İçel’den yeterli oy alarak milletvekili seçildi.Seçimlerde, Demokrat Parti yüzde 53 oy oranıyla, Meclisin yüzde 84’üne sahip oldu.
Seçim sonuçlarının ardından Demokrat Parti Grubu’nda yapılan oylama sonucunda Bayar’ın Cumhurbaşkanı olmasına karar verildi.Adnan Menderes, Bayar’ı evinde ziyaret ederek, Fuat Köprülü’nün başbakan olmasını önerdi. Bunun üzerine Bayar, “Başvekil sizsiniz Adnan Bey” diyerek Menderes’in parti liderliğini de almasını istedi.22 Mayıs’ta kabinesini oluşturan Menderes, parti programını 28 Mayıs’taki Demokrat Parti’nin grup toplantısında açıkladı.Menderes, Demokrat Parti’nin seçim zaferini, “14 Mayıs, bir devre son veren ve yeni bir devir açan müstesna ehemmiyette tarihi bir gün olarak daima anılacaktır. Türk demokrasisinin, 14 Mayıs 1950 yılında gerçekleşen “hür seçimler” vesilesiyle bugün doğum günü, biz demokratlar içinse demokrasi bayramı; kutlu olsun.Bu tarihi günün hatırasını yalnız partimizin değil Türk demokrasisinin bir zafer günü olarak yad ediyoruz.”Dedi.
Haber : Turgay Konuralp