BİRGİ VE TARİHİ DEĞERLERİ
Türkiye geneline baktığımızda tarihi kalıntıların bulunduğu Ödemiş’in Birgi Mahallesi önemli bir değere sahip olduğu gözümüze çarpmaktadır.
Birgi, Ödemiş Ovası’nın yanında yükselen Bozdağ’ın güney yamaçlarında kurulmuş oldukça şirin bir mahalledir. Sarı yar Deresi’nin iki tarafına sarkan tepelererden inip Yüzyıllık çınar ve ceviz ağaçlarının yemyeşil yaprakları arasından yükselen taş duvarlı, kırmızı kiremitli taş evleri tarihi ve kültürünü hala sırtlarında ,,duvarlarında ve çatılarında yılmadan yorulmadan taşımaktadır.
Birgi, Lidyalıların, Perslileri, Helen ve Romalıların yaşadığı Birgi ve çevresi Bizans döneminde Pyrgion adı ile söylendi. Aydınoğlu Mehmet Bey, tarafından 1308’de kurulan Aydınoğulları Beyliği‘nin de başkentidir. Türkmen beyi olan Aydınoğlu Mehmet Bey Birgi’yi kurup burayı başkent yaptıktan sonra Birgi . Yüz yıldan fazla Sakız ve Mora’ya kadar olan bir coğrafyada hüküm süren Aydınoğlu Beyliği’nin altmış şehri ve otuz kadar da kalesi ile en zengin ve güzel dönemleri yaşadı. Bu tarihlerde Birgi, Ege coğrafyasının önemli bilim ve dini merkezlerinden biriydi. Mehmet Bey’in vefatından sonra devletin başa geçen oğlu Gazi Umur Bey’in bir heykeli de yer alıyor Birgi’de. İzmir’de ilk Türk donanmasını kuran Gazi Umur Bey Haçlı, Venedik ve Ceneviz donanmalarıyla savaşa girerek daha 25 yaşlarında tüm Ege Denizi’ni zapt etmiş. Sonraları Osmanlı egemenliğine geçen Birgi, Birgi bir kültür şehri olma özelliğini Osmanlılar zamanında da devam ettirmişti.1600’lü yıllara kadar göç alan bir yerdir. 1831’de 5900 nüfuslu bir kasaba iken Birgi, 1867’de Ödemiş’e bağlı bir kaza merkezi oldu. Türkiye’nin ilk belediyelerinden biri olan Birgi Belediyesi 1889’da kuruldu.19. yüzyılda Birgi, bölgedeki diğer yerlerin gelişmesi ve Ödemiş’in öne çıkması ile önem arz etmesi gerilemeye başladı.
Birgi, 1920’de kasabayı işgal eden Yunan kuvvetleri gerilerken ve her yeri yakıp geçerken 1922’de yakılıp geçildi. Ne yazık ki pek çok tarihi eser bu sırada çıkan yangında yok oldu. Göçler başladı.
Birgi, koruma altına alınan kentsel sit alanlarından biridir. Tarih medeniyetlerin izlerini taşıyan daracık sokakları birbirine yakın çatıları ve pek çok medeniyetin kalıntılarıyla süslü; usta ellerin işlediği eski konakları, medrese, türbe ve camileriyle görülmesi gereken bir köy.
Geleneksel taş mimarisi, dar sokaklarıyla tertemiz bir açık havası olan şirin köyde Çakırağa ve Sandıkoğlu konakları gezilmesi gereken yerleridir. Çakırağa Konağı, 1763’te Mustafa Şerif Çakırağa tarafından, ahşapları Venedik’ten getirilerek yapılan üç katlı görkemli bir konak. Avrupa mimarisinin de izlerini taşıyan konağın dış yüzündeki işlemeleri, kalem işi süslemeleri ve mimarisi ile çok özel bir yer. Hemen her odası ve tavan süslemeleri pek bir güzel. Dikkatli bakarsanız süslemelerde Küçük Menderes Havzası’nda yetişen 72 çeşit sebze ve meyve resimlerini görebiliyorsunuz. Çakır Ağa Konağının odalarını İstanbul ve İzmir şehrinin resimlerini yaptırmıştır. Zira iki eşi olan Çakır Ağanın bir eşi İzmirli Diğer eşi de İstanbul ludur. Her ikisinin de sonsuz sevgisi ile memleket özlemlerini hafifletmek istemiştir Restore edilen konak, bugün Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olarak hizmet vermektedir. Ulu Cami, 1312’de, beylikler döneminin ilk camilerinden biri olan Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Türk-İslam mimarisinin en iyi örneklerinden biri olan caminin güney duvarındaki antik aslan yontusu bir camiyi ilginç kılmaktadır. Çivi kullanılmayan ahşap işçiliğiyle de dikkat çeken Ulu Cami, çinilerle kaplıdır. Türbede Aydınoğlu Mehmed Bey’den başka Umur Bey, Îsâ Bey ve Bahadır Bey’e ait mezarlar yer alıyor. İmam-ı Birgi Türbesi, İmamı Birgivi;Osmanlı Devleti zamanında yetişen alimlerin büyüklerinden. İsmi; Muhammed bin Ali, lakabı Zeynüddin’dir. Ödemiş’e bağlı Birgi kasabasında yerleştiği için Birgivi veya İmam-ı Birgivi diye meşhur olmuştur. 1521 (H. 928) senesinde Balıkesir’de doğdu.hocası Abdurrahman-ı Karamani’nin isteği üzerine ders verip, vaz etmeye başladı. İkinci Selim Hanın hocası Ataullah Efendi, Birgivi’nin ilimdeki kudretini takdir ederek, onu Birgi’de yaptırdığı medresenin müderrisliğine tayin ettirdi. Birgi’ye yerleşip ömrünü, talebe yetiştirmek, vaz vermek ve kitab yazmakla geçirdi. 1573 (H. 981) senesinde burada vefat etti. Türbesi Birgi dedir.. Cami, kale kalıntıları görülmeye değer.Birgivi, haramlardan sakınmanın önemini ve dünyanın faniliğini çok iyi anladığından, dinin emirlerini taviz vermeden açıklardı.1573 (H. 981) senesinde Diğer önemli yerler arasında Evliya Çelebi’nin de bahsettiği Dervişağa Camii, giriş kapısı Osmanlı oymacılık sanatının güzel örneklerinden birisi. 1762 yapımı Karaoğlu Camii, Sarı Berber Mescidi, Güdük Minare, Ağa Camii ve Kurşunlu Camii ile Karaoğlu Camii hala ayakta durmayı başarmaktadır.