Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

SEL

AYHAN DAYAN

AYHAN DAYAN

Bilindik bir Orta Karadeniz türküsü “Çarşamba’yı sel aldı” diye başlar.

Bu kez Karadeniz Bölgesinin Batı ve Orta bölümlerini aldı sel. Hem de ne alış. Öyle ki canlar aldı, mal kayıpları yaşattı. Yazılı ve görsel basına, sosyal medyaya yansıyan görüntüler gerçekten de birer dehşet ve bir o kadar da acı verici…

Hele hele Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi belki de bu konuda son yüzyılın en dikkat çekici sel felaketlerinden birini yaşadı. Basına, sosyal medyaya yansıyan görüntüleri insanlar ürpererek izlediler. Kocaman binalar çöktü, çok sayıda can kayıpları yaşandı.

Basına yansıyan konuyla ilgili habere göre Karadeniz’deki sel felaketinde bilanço oldukça ağır… AFAD, sel nedeniyle Kastamonu, Sinop ve Bartın’la beraber en son toplam can kaybının 78’e yükseldiğini açıkladı. Bu kayıpların 62’si Kastamonu’da, 15’i Sinop’ta, 1 tanesi ise Bartın’da…

Öte yandan Kastamonu’da 62, Sinop’ta 14 kayıp ihbarı var. Tedavilerine hastanelerde devam edilen yaralılar var.

Kentte çarşamba günü etkili olan şiddetli yağış, Bozkurt, Azdavay, Pınarbaşı, Küre, İnebolu, Cide ve Abana ilçelerinde sele neden oldu. Su altında kalan ilçelerde yollar çöktü, köprüler yıkıldı, araçlar selde sürüklendi. Sel, 5.400 nüfuslu Bozkurt ilçesinde büyük yıkıma yol açtı. Yağış nedeniyle ilçe merkezinden geçen Ezine Çayı taştı. Çayın taşmasıyla birlikte meydana gelen selde, su seviyesi bazı bölgelerde 4 metreye kadar yükseldi. Araçlar sel sularında sürüklendi. Birçok vatandaş bulundukları binalarda mahsur kaldı. Ezine Çayı kenarında bulunan 8 katlı bir apartman çöktü. Yanında bulunan iki binada ise büyük hasar oluştu.

Peki, sel olayı yeni bir doğal afet mi? Hayır… Tarihin pek çok döneminde hemen her yerde yaşanan bir felâket…

Dünya kurulduğundan bu yana, insanoğlunun yeryüzü ile tanışmasından beridiryaşanan pek çok doğal felâket var. Deprem var, sel var, yangın var. Farklı kıtalarda, dünyanın değişik coğrafyalarında tüm doğal afetler yaşanmış ve yaşanıyor. Öncelikle insanlar ve diğer canlılar önemli mağduriyetler yaşıyorlar. Önemli olan yaşananlardan birtakım derler çıkarabilmek ve ona göre önlem almak. İşte bu noktada insanoğlu tam olarak elinden geleni yapmıyor. Aklını kullanmıyor. Bizim gibi düz kadercilik anlayışında olanlarda adına kader deyip geçiyoruz. Ölen öldüğü ile kalıyor. Çabuk unutuyoruz. Hatırlanması ancak yeni benzer acılarla karşılaşınca oluyor. 

Sel felâketinde elbette suçlular var. Su akıp da yolunu yüzyıllar öncesinden bulduğuna göre bu felaketin baş suçlusu insan. Uzmanların yaptığı değerlendirmeler Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki sel felaketinin göz göre göre geldiğini ortaya koydu. Deprem Bilimci ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Ramazan Demirtaş, “400 metre genişliğindeki yatağı 15 metreye hapsedersek, su da 7-10 metre yükselir, sonuç afet olur.” dedi ve ekledi: “Suçu boş boşuna metrekareye düşen 300-400 kg yağışa -aşırı yağışa- tarihte görülmemiş yağış gibi bahaneye atmayalım.” diyor.

Öte yandan ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Duygu Cihanger Riberio, sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı değerlendirmede, “Bozkurt ve Abana’da 1985 yılından bugüne yoğunlaşan ve sıklaşan yerleşim dokusu göz ardı edilemez. 2000’lerle birlikte yollar genişlemiş, dere yatağı ve ağzında çok katlı yapılaşma başlamış” bilgisini aktarıyor.

Ayancık’ta sel baskınını faciaya dönüştüren asıl durumun dere yatağına kaçak tomruk deposu olduğu iddia ediliyor. Kaldı ki konuyla ilgili çok sayıda uyarıların ve gerekli yazışmaların yapıldığı belirtiliyor.

Yerli yersiz, planlı plansız HESlerin kurulması yine ona keza…

İşte insan,hep bu yüzden suçlu…

Bilerek ya da bilmeyerek önlemsiz davrandığı için, felâketi gözü kapalı kendi halinde beklediği için suçlu.

Tam 35 yıl önce yine aynı bölgede yaşanan benzer bir afet sonucunda dere yatağına konutlar yapmak acaba hangi akıl ve mantıkla, nasıl açıklanabilir ki?..

Dinimiz bile önce ‘tevekkül’ der. Sen insan olarak tevekkülü yerine getirmezsen, körü körüne kadere teslim olursun. Artık bunun adı kader mi olur yoksa başka bir şey mi bilemem.

Sel, yeni bir olgu değil. Hep vardı ve bundan sonra da hep var olacak. Bize düşen bilinçli hareket etmek ve gereken önlemleri tam anlamıyla almaktır.

Doğal afetlerden uzakta güzel günlere…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ