Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

Urgancılığı tek başına yaşatmaya çalışıyor

Reklam

Tire Kent Müzesinde diğer ustalarla birlikte yer alan Raife Baysal isimli urgancı ustası yıllardan beri sürdürdüğü zanaatını devam ettiriyor.

“İSTANBUL’UN FETHİNDE GEMİLER KARAYA ÇEKİLİRKEN TİRE’DEN GİDEN  URGANLAR KULLLANILMIŞ”

Babasından kalan urgancılık mesleğini uzun yıllardan beri aralıksız olarak sürdüren Tireli Urgancı ustası Raife Baysal “1453 yılında İstanbul’un Fethinde Tireden  giden halatlarla gemiler karadan çekilmiştir. Rahmetli babamdan kalan sanatı sağlığım el verdikçe bu sanatı sürdüreceğim. Tabii ki bu mesleğin bitmesini istemiyorum. Bu mesleği daha önce evlerimizin bahçesinde sürdürüyordum. Ancak 8 yıldan beri Tire’de görev yapan Belediye Başkanlarımızın bu sanata değer vermeleriyle birlikte bende burada  çalışmalarımı sürdürüyorum”

Semerci Nurettin Baysal mesleği ileri yaşta öğrenenlerden. Baysal, “7 senedir canlı müzede semercilik yapıyorum. Bu mesleği devam ettirmek istiyoruz. Çok eski bir meslek olduğu için unutulmasını istemiyoruz. Çocukluğum semerlerin üzerinde geçti. Çocukluğumdan beri merakım vardı. 7 yıl önce, 60 yaşından sonra semerciliği öğrendim. Çıraklar yetişse çok güzel olur. Biz yaşımızın el verdiği kadar mesleği sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

“URGAN YAPMAK ZAHMETLİ AMA BİR O KADAR DA ZEVKLİ”

Urgancılık yapan Raife Baysal da urgancılığın baba mesleği olduğunu ifade ederek, “Çocukluğumdan beri urgan yaparım. Mesleği uzun yıllardır zaten biliyorum. Tire’nin urganları sağlamdır.  Bu ürünler artık fabrikalarda yapılıyor. Bizim mesleğimiz unutuldu ama insan ister istemez üzülüyor. Keşke yerli kendirlerimizle urgan yapılmaya devam edilse. Ben gücüm yettiğince mesleğimi yapmak istiyorum. Urgan yapmak zahmetli ama zevkli. Ata mesleğim olduğu için oğluma da öğrettim. Müzeye gelen ziyaretçiler çok beğeniyor. Yabancı turistler, bizi gördüğünde alkışlayıp tebrik ediyor”

“BELEDİ DOKUMADA OLDUĞU GİBİ İNŞALLAH URGANCILIK TA TEKRAR CANLANIR”

“İlçenin urganı Cumhuriyet’in ilan edildiği yıllar ve sonrasında da yine gözdeydi. 60’lı yılların bitimiyle ‘Naylon ip’ diye bilinen petrol türevlerinden oluşan sanayi ipinin devreye girmesi urgancılığı hızlı bir şekilde bitirdi. 1950’li yıllarda ilçedeki kayıtlara göre 600’ü aşkın urgan işleyen çark vardı. Önce, sokak aralarında urgan işleyenlerin sayısı hızla azaldı. Artık kimse Tire’nin urganını istemiyor, yerine ‘daha sağlam’ diye naylon ipi tercih ediyordu. Küçükmenderes ovasında urganın ham maddesi olan kendir ‘para kazandırmıyor’ diye yetiştirilmez olmuştu. Daha düne kadar uçsuz bucaksız bereketli Tire ovasının her yeri kendir tarlasıydı. Tarladan hasat edilen kendir, tezgahlarda işlenip urgan olduktan sonra el sanatları çarşısında esnafa satılırdı. Buradaki ‘mutaf’ diye adlandırılan tüccarlar urganı ülkenin dört bir yanına gönderir, refah ve mutluluk ise birbirini kovalardı. Bu gün ne yazık ki urgancılık ilçede tamamen bitti. Birkaç tezgah, Tire Kent Müzesi’nde koruma altına alındı. Urgancı bir ailenin son temsilcisi olan Raife Baysal, belirli günlerde kent müzesinde turistlere sembolik olarak urgan işliyor. Meraklıları Raife hanımın urgan işlerken hayran hayran fotoğraflarını çekip, videosunu kaydediyor. Sonra her şey unutulup gidiyor. Yine de umutla bekliyoruz, belki bir gün birileri çıkar da sosyal bir proje çerçevesinde tıpkı ‘beledi dokuma’ da olduğu gibi urgancılığı da yeniden canlandırır” Dedi.

Haber : Turgay Konuralp

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ