Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

Tohumculuk sektörü 2023 yılına net ihracatçı olarak giriyor

Reklam

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, tohumculuğun her biri ayrı ekonomik etkinlik dalı olan; bitki ıslahı, yetiştiricilik, sanayi, dağıtım, pazarlama ve satış ile ihracat-ithalat süreçlerini kapsayan dev bir sektör olduğunu  dile getirdi.

2008 yılının sonunda kurulan ve bugün 71 bin üyeye ulaşan Türkiye Tohumcular Birliğinin konu alanının sadece tohum olmadığını, meyve fidancılığını, sebze fideciliğini ve süs bitkilerini de kapsayan geniş bir yelpazede hizmet verdiklerini kaydeden Akcan, ‘’Türkiye’de 2000 yılında 145 bin ton olan üretim, Birliğimizin kuruluşu, özel sektörün gayreti ve tarım ve Orman Bakanlığımızın sertifikalı tohum kullanım ve üretim desteklerinin etkisi ile 2021 yılında 1 milyon 325 bin tona ulaşmıştır.

Fide, fidan ve süs bitkisi üretimlerinde de büyük artışlar görülmüştür.2016 yılında yaklaşık 138 milyon adet olan meyve fidanı üretimi 2021 yılında 279 milyon adede,4 milyar adet olan sebze fidesi üretimi 5 milyar 500 adede yükselmiş, ayrıca 200 bin adet artışla 1 milyar 710 bin adet süs bitkisi üretilmiştir.’’ dedi.

Akcan, ihracat konusunda şu bilgileri verdi. ‘’2021 yılı sonunda fidanda %415, süs bitkilerinde %300 dış ticaret fazlamız vardı. Tohumda %10’luk bir açığımız kalmıştı, onu da kapattık ve artıya geçtik.Tohumculuk sektörü 2018 yılından itibaren dış ticaret fazlası veren, toplamda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2021 yılı sonu itibarıyla %131 olan bir sektör konumuna geldi.

“FİDANCILIKTA TESCİL SORUNU ÇÖZÜLMELİ”

Fidan Üreticileri Alt Birliği (FÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Nallı, fidancılık ve meyvecilik sektöründe yıllardır çözülemeyen tescil sorunu ile ilgi açıklamada bulundu. 

Nallı, “ Fidancılıkta kayıtlı çeşitlerin üretimine izin veriliyor ancak kayıt işlemi için o çeşidin ıslahçısından yetki belgesi alınması gerekiyor. Bir çeşidin ıslahçı hakkı kapsamına girebilmesi için ise ülkemizde bir yıldan, diğer ülkelerde ise 6 yıldan daha uzun süredir ticarete sunulmamış olması gerekiyor, yani yeni bir çeşit olması şartı aranıyor. Ancak tescil yönetmeliğindeki ‘ıslahçı yetki belgesi’ şartı nedeniyle, biz ülkemizde koruma altına alınamayacak, yani ıslahçı hakkı olmayan çeşitlerde de ıslahçıya ekstradan hak ve yetki tanıyoruz.Ülkemizde ve uluslararası piyasada talep edilen meyve fidanlarının hepsi son bir yıl içinde yeni geliştirilen çeşitler olamayacağına göre bize sadece iki seçenek kalıyor. Ya bu fidanları ithal etmek zorunda kalıyoruz ya da tescilsiz üretim yapılıyor. Bu durum ihracatta ve yurt içinde meyve bahçesi kurulurken çok sayıda teknik ve hukuki soruna neden oluyor.” dedi.

TOHUMUN İZİNDE VE YEREL ÇEŞİT BAHÇESİ PROJELERİMİZ SEKTÖRÜMÜZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, TÜRKTOB olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte Tohumun İzinde ve TÜRKTOB Yerel Çeşit Bahçesi Eğitim Projelerini yürüttüklerini hatırlattı.

Akcan,  ‘’Bu projeler ile yerel çeşitlerin toplanması, korunması ve gen bankalarımıza kazandırılması ve eğitim için yoğun gayret gösteriyor, kaynak aktarıyoruz. Son 3 yılda 350’ye yakın yerel çeşidimizi gen bankamıza kazandırdık. Ana sınıfından liseye kadar 1500’e yakın öğrencimize de eğitim verdik.’’ dedi.

MÎLLÎ TOHUMCULUK İÇİN DAHA ÇOK AR-GE DESTEĞİ ŞART

Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Selami Yazar, her ülkenin gıda güvenliği ve güvencelerini sağlayabilmesinin kendi tohumlarını üretmelerine bağlı olduğunu kaydetti. 

Türkiye’de 1880’li yıllarda başlayan bitkisel araştırma geliştirme çalışmalarının Cumhuriyet Dönemi’nde hız kazandığını, 2006 yılında yayınlanan Tohumculuk Kanunu ile kurulan BİSAB’ın bu ivmeyi daha üst noktalara çıkardığını kaydeden Yazar, ‘’ Bugün Tarım ve Orman Bakanlığından araştırıcı kuruluş yetkisi firma sayımız 300’e yaklaştı. Her geçen yıl kendi milli çeşitlerimizi artırıyoruz. Ülkemiz tohumculuk sektörünün yakalamış olduğu başarının sürdürülebilirliği için tohum firmalarının kendi çeşitlerini ıslah etmek amacıyla daha çok yatırım yapmaya başlaması bir zorunluluktur. Ancak, ıslah çalışmaları uzman ıslahçı, yeterli alet ve donanım, ekipman gerektiren, süreklilik arz eden ve pahalı çalışmalardır. Bu nedenle milli gelirden tarımsal AR-GE’ye verilen pay artırılmalıdır.’’ dedi.

Sermaye birikimlerini yeni sağlamış yerli tohumluk firmalarının dünyada faaliyet gösteren diğer firmalar ile rekabet edebilmeleri için ortak ıslah çalışmaları ile güçlerini birleştirmesi gerektiğini kaydeden Yazar, ‘’ Artık ülkemizde tohumluk üretimine, kullanımına verilen desteğin yanında değişik destekleme modelleri ile ıslah projeleri desteklenerek milli çeşit geliştirme çalışmaları teşvik edilmelidir.’’ ifadelerini kullandı.

FİDE SEKTÖRÜ EKONOMİK KRİZE RAĞMEN BÜYÜYOR

1995’li yıllarda hazır fide ile tanışan örtü-altı sebze üreticisi 2008 yılında 41 üye ile kamu niteliğinde bir sivil toplum örgütü olan Fide Üreticileri Alt Birliğini (FİDEBİRLİK) 41 üye ile kurdu.2010 yılında 70 üyeye ulaşan FİDEBİRLİK aynı yıl 2.500 dekarlık üretim alanına ulaştı. 2022 yılı sonu itibariyle 210 üyesi olan FİDEBİRLİK üyelerinin fide üretim miktarının, sektör değerlendirmesine göre 7 milyar adede yaklaştığı tahmin edilmekte. Bugün sera sebzeciliğinde hazır fide kullanımı % 100’e yakın ve açık tarla sebzeciliğinde ise % 70’lere ulaşmış durumda.FİDEBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı M. Kayhan Yıldırım, Fide sektörünün son 27 yılda önemli bir gelişme kaydettiğini yaşamakta olduğu ekonomik krize rağmen büyümeye devam etmektedir.” Dedi.

Haber : Turgay Konuralp

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ