Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

Ödemiş’te 2. Çilek ve 13. Barbunya festivali gerçekleşti

Ödemiş’te 2. Çilek ve 13. Barbunya festivali gerçekleşti
Reklam

Ödemiş’in üretim merkezlerinden  Bıçakçı Ovacık yaylasında festival coşkusu yaşandı. Program kapsamında ilk olarak Ödemiş Belediye bandosu eşliğinde mahalle için de kortej yürüyüşü yer aldı.

Ödemiş İlçesi Bıçakçı Mahallesi Ovacık Yaylasında 2. Çilek ve 13. Barbunya Festivali gerçekleşti. Köy Meydanında gerçekleşen festival de en iyi çilek ve barbunya dalında dereceye giren üreticilere çeşitli ödüller verildi.

“DÜNYANIN EN VERİMLİ TOPRAKLARINDA YAŞIYORUZ”

Dünyanın en verimli topraklarında bulunduklarını belirten Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş  “Dünyanın en verimli topraklarında, en güzel yaylalarında yaşayan siz değerli hemşehrilerimi, alın terini toprakla buluşturup toprağın bereketini sofralarımıza ulaştıran cefakar üreticilerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.Nazım’ın deyişiyle “ipek bir halıya benzeyen” Küçük Menderes Ovası ile olduğu kadar Bozdağlar’dan Aydın Dağları’na dek her bir yaylamız, ayrı birer üretim havzası konumunda.Bugün de hem Ödemişimizin hem de Beydağımızın üretim üssündeyiz. Güneşin toprağın suyun en güzel buluştuğu yer yüzü cennetlerimizden olan Ovacık Yaylasındayız.

Değerli arkadaşlarım, yıllar geçiyor, üretim modelleri ve ürün desenleri değişiyor. Dün pamuğu veya tütünü konuşurken yıllar içerisinde bölgemiz hayvancılığın merkezi haline geldi.

Patates üreticisi bir yıl üzülüp bir yıl sevinirken bugün artık farklı ürünlerde çözüm aramaya başladı. Bu dönüşüme uyum sağlamak elbette kolay değil. Her geçen gün artan maliyetler karşısında toprağa tohum atıp dert topladığımız çok yıllar yaşadık. Ata mirası kestane ağaçlarına sahip çıkıp kestane üretimiyle ülke ekonomimize katkı sunan Bıçakçılı üreticilerimiz yıllardır üst düzey kalitede barbunya yetiştirdi“.

“ÜRETİCİMİZ BURADA BAŞARI DOLU BİR DÖNÜŞÜME İMZA ATARKEN BİZ DE YEREL YÖNETİM OLARAK ÜRETTİKLERİMİZİN TANITIMI NOKTASINDA ONLARIN YANINDA OLMAYI HEDEFLİYORUZ”

“Bıçakçılı üreticimiz doğduğu yerde doymaya kararlıydı. Yıllar içinde çilekte de ne kadar iddialı olduğunu gösterdi. Bu bir bereketli dönüşüm öyküsüdür değerli arkadaşlar.Üreticimiz burada başarı dolu bir dönüşüme imza atarken biz de yerel yönetim olarak ürettiklerimizin tanıtımı noktasında onların yanında olmayı hedefliyoruz.

Bu düşüncemizin bir eseri olarak ilk kez Kestane Festivalimizi düzenledik. Hem Bozdağlar’da hem de burada Aydın Dağları’nda.Coğrafi işaretli ürünlerimizden Patatesimiz için ilk kez festival düzenleyip “Yiyin gari” dedik. Yarışma düzenleyip patatesle hazırlanan 60 küsur yemeği öne çıkardık. Birgi’de, Çamyayla’da, Horzum’da bereketli festivaller düzenledik.

Bugün de Bıçakçı’nın çalışkan üreticilerinin katkılarıyla 2. Barbunya ve Çilek Festivalimizi düzenliyoruz. Kimileri ısrarla anlamak istemese de biz ürettiklerimizin tanıtımı adına tüm kurumlarımızla ve üreticilerimizle el ele olmaya ve festivaller düzenlemeye devam edeceğiz.

Pandemi bize neyi gösterdi? Sokağa çıkma yasakları öncesi insanlar teknoloji mağazalarına değil önce gıda ürünlerini almaya koştu. Sağlıklı gıdaya erişimin önemi ortadayken bizim de yeni dünya düzeninde daha çok üretmeye ihtiyacımız var. Biz de bu noktada üreticimizin yanında olmuşuz çok mu?Binlerce kilometre üretim yolu düzenlemeleri, Kemer-Bozdağ yolu gibi asırlık hayal yolların açılması, 26 bin dekarı aşkın alanda yaptığımız tarımsal sulama gibi…

“Üreticiye destek, ürüne bereket” anlayışımızın bir parçası olarak yine Türkiye’de örnek bir birlikteliğe imza attık.Üretici kooperatiflerimizle ve üretici birliklerimizle el ele verip “Otamış” markasını Üreticiden tüketiciye modeli ile halkımızla buluşturduk.

Biz, tüm bunları yaparken “Milli ekonominin temeli tarımdır” diyen, örnek çiftlikler kuran, köylü milletin efendisi olsun diye devrimler yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham alıyoruz.

İkinci Cemre’den beri Ödemiş’e tarımda ve hayvancılıkta baharı yaşatan Tunç Soyer Başkanımız ve İzmir Köy-Koop Birliğimiz ile el ele başka bir tarımın mümkün olduğunu gösteriyoruz. Destekleri için çok teşekkür ediyoruz”.

“VERİMLİ TOPRAKLARIMIZDA YANI BAŞIMIZDA YETİŞTİRDİĞİMİZ FASULYEYİ, BARBUNYAYI, BÖRÜLCEYİ PAZARDAN 100 LİRAYA ALABİLİYORUZ”

“Zor günlerden geçiyoruz. Verimli topraklarımızda yanı başımızda yetiştirdiğimiz fasulyeyi, barbunyayı, börülceyi pazardan 100 liraya alabiliyoruz, 80-90 liraya bulursak neredeyse seviniyoruz.“Bu fasulye 7,5 lira” diye söylediğimiz türküyü “bu fasulye 100 lira” diye güncelleyeceğiz neredeyse.Bu tablo, ne binbir emekle toprak işleyen üreticinin ne de kredi kartlarıyla hayata tutunmaya çalışan tüketicinin eseridir. Sorunların sebebini oluşturanlar çözüm bulamıyorlar. Güç bela geçinmeye çalışan her bir yurttaşım için ortak dileğim, ekonomimizi yönetenlerin bu sorunlara çözüm bulması ve hepimize soluk aldırmasıdır.

Taliban’ın yönetimi ele geçirdiği ve en istikrarsız ülkesi Afganistan’da bile gıda fiyatları yüzde 5,8 azalırken Dünya’nın en fakir ülkelerinden Güney Sudan’da yüzde 11,4 azalırken ülkemizde maalesef tablo tam tersi.Daha geçen hafta okuduk; haberin cümlesi aynen şu: “Türkiye’de gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 60’ın üzerinde artarken Afganistan’da bile düşüş gösterdi”

Böylesine verimli topraklarda, böylesine çalışkan üreticilerle yoksulluk kader değil değerli arkadaşlarım.İsraf düzenine, kamu kaynaklarının birilerine peşkeş çekilmesine, geçmediğin köprüye gitmediğin havalimanına ücret ödeme düzenine son verirsen bu kaderi yenersin.

Krizin faturasını her geçen gün artan vergilerle vatandaşa, işçiye, emekliye kesmek yerine çiftçiye kırmızı mazot verirsen, üretimin vergi yükünü azaltırsan o zaman tencere kaynar.

Tarım Kanunu 21. madde diyor ki: “Milli gelirin en az yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilir”. Takdiri siz değerli üreticilerimize bırakıyorum”.

“ÜRETİCİMİZ HAK ETTİĞİ DESTEĞİ ALAMAZKEN BELEDİYELERİMİZ İÇİN DE DURUM FARKLI DEĞİL. İZMİR VERGİDE 40 VERİYOR”

“Üreticimiz hak ettiği desteği alamazken Belediyelerimiz için de durum farklı değil. İzmir vergide 40 veriyor, 1 alıyor. 40 verip 30 istemiyoruz. 15-20 verin diyoruz. Halka en yakın hizmet mercii olan belediyelerimizin çığlını duyun diyoruz.Ne olursa olsun bizden umudumuzu alamazlar. “Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim” diyen Mustafa Kemal’in öğrencileriyiz biz. Savaş meydanlarından gelip 10 yılda sil baştan Cumhuriyet’i var edenlerin izinden yürüyenleriz. Cumhuriyetimizin 100. yılına kavuşurken bizlere düşen görev Cumhuriyet’in kurucu felsefesini anlamak ve o felsefeye dönüş yaparak ilerlemektir. Bugün karşı karşıya olduğumuz tüm sorunların çözümü aslında o kurucu felsefede ve ruhta mevcuttur. Bizim yolumuz bellidir.

100 yıl önce savaş meydanlarında kurşun atarak kazandığımız zaferi bugün kültür ve bilim alanına kurşun kalemle taşıyalım istiyoruz.Geleceğimiz olan çocuklarımız daha iyi, daha kaliteli, eşit koşullarda eğitim alsın istiyoruz. Çünkü bizce en büyük yatırım, en büyük proje geleceğimiz için yapılan yatırımlardır. “Eğlenceden fedakarlık olur ama bu zor günlerde eğitimden fedakarlık olmaz” diyerek, çocuklarımızın eğitimine destek vermek üzere başlattığımız dayanışmaya tüm hemşehrilerimizin de destek vereceklerine yürekten inanıyorum.Umut hepimizde. Aydınlık, mutlu, bolluk ve bereket içerisinde bir geleceği hep birlikte, el ele gönül gönüle inşa edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, toprağı emek emek işleyen Bıçakçılı üreticilerimize şükranlarımı sunuyor, barbunya ve çilek yarışmasında en iyi ürünü yetiştirmek için yarışan her bir üreticimizi de ayrı ayrı kutluyorum.Bu güzel buluşmada emeği geçenlere ve burada bizleri yalnız bırakmayan güzel yüreklere teşekkür ediyorum” dedi.

“OVACIK BARBUNYASI BİR MARKA OLUŞTURDUK. AMA SON ZAMANLARDAKİ ÜRETİM ZORLUĞU  VE BARBUNYANIN FİYATININ KAZANDIRMAMASI İLE ÇİFTÇİMİZ SON YILLARDA ÇİLEK ÜRETİMİNE YÖNELDİ”

Bıçakçı Mahalle Muhtar Yusuf Erdinç konuşmasında “Festivaller bilindiği üzere bir yeri tanıtma ve yöre ekonomisini canlandırmak için yapılır. Bugün yaylamızın markası olan Barbunya’nın 13. Festivali ve yaylamızın  yeni ürünü olan çileğin de 2. Düzenledik.

Ovacık Barbunyası bir marka oluşturduk. Ama son zamanlardaki üretim zorluğu ve barbunyanın fiyatının kazandırmaması ile çiftçimiz son yıllarda çilek üretimine yöneldi. Ümit ediyorum ki, çileğimiz de Barbunya gibi bir marka olacak. Ve ekonomimize büyük bir katkı sağlayacaktır. Şu anda üretilen çileklerin fazlası yurt dışına ihraç edilerek ekonomimize katkı sağlamaktadır. Yaylamız deniz seviyesinden 1100  rakım yükseklikte olup  aynı zamanda geniş bir üretim alanlarına sahiptir.  Ayrıca günlük turizmin canlandığı çevre köy ve ilçelerden misafirlerimizi ziyaret ettiği iyi bir dinlenme merkezidir. Hava kuru ve temiz oksijeni boldur. Ödemiş, Aydın  ve Nazilli gibi yerlere  göre 10 dereceye varan sıcaklığa sahiptir.İklimlerin değiştiği sıcakların yaşanamaz hale getirdiği bu günlerde yaylamız çevresi için bir kilima gibidir.  Bu ovalarda sıcaklıklardan rahatsız olan insanlarımız. Soluğa yaylamızda almaktadır.

Buranın mahallemizin yaylamız için  İzmir ve Ödemiş Belediyesinden daha fazla hizmete ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda yollarımızın asfaltlanması ve sokaklarımızın parke taşı döşenmesi gerekmektedir. Halkın oturabileceği eğlenebileceği mekanların açılmasına yardımcı olunmalıdır. Buranın yayla olarak turizmde faydalanması sağlanmalıdır.

Yapılan festival kapsamında barbunya dalında,1. Hamdi Erdoğan 2. Özgür Akman, 3. Kadir Sezgin ilk üçe girerken, Çilek yarışmasında, 1. Mehmet Kandemir,2. Hüseyin Karaman ve Ali Görgeç 3. Oldu. Dereceye giren yarışmacılara katılım belgesi ve çeşitli ödüller verildi.

Festivalde zeybek oyunları, İzmir Büyükşehir Belediyesi Türk Halk Müziği konseri ve Sanatçı Funda Mutlu konseri yer aldı.

Haber : Turgay Konuralp

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ