Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

Maral Eğitim Kurumları Ödemişli gazileri ağırladı

Reklam

Ödemiş’in Birgi yolu üzerindeki eğitim kurumlarından Maral Eğitim Kurumları okullarında 19 Eylül Gaziler günü nedeniyle geçen yıl olduğu gibi bu yılda  Ödemişli Gazileri ağırladı.

“ÜLKEMİZİ BUNDAN SONRA SİZLERE EMANET EDECEĞİZ”

Ödemiş Muharip Gaziler Derneği Başkanı Selahattin Aktaşoğlu ve Ödemişli Gaziler Maral Eğitim Kurumlarında Öğrencilerle bir araya geldiler.

Aktaşoğlu “Başımızdan geçen olayları size anlatabilirsek ülkemizi nasıl bundan sonra sizlere emanet edeceğiz, neler yapmamız lazım nasıl yürümemiz lazım bunlardan bir şeyler anlatmak istiyoruz. Öncelikle ben kendimi tanıtayım. Ben Kirazlı çiftçi çocuğuyum, askerden geldikten sonra Ödemiş’e yerleştim. Burada tekstilde çalıştım. Önce 20 yaşında Ankara’ya asker oldum. O zaman Kıbrıs’ta olaylar olmaya başladı. Yunanistan Kıbrıs’a 600 subayını çıkardı. . Bunlar da başkaldırınca dediler ki gel anlaşalım. Biz buradaki azınlık Türkleri koymayalım, bu ada bize kalsın. O ada yıllardan bizde, biz 40 bin şehit vermişiz ama adayı Osmanlı zamanında kontrol edemediğimiz için İngilizlere geçici olarak vermişiz. Sonra buraya Rumlar ve Türkler geliyor. Kardeşçe yaşamaya çalışalım diyorlar. Ama bir türlü gavur gavurluğunu yapıyor ve Türkleri kovmak için her şeyi yapıyorlar.1963’te Türklere karşı zulme başlıyorlar. 67’de yine aynı durum ve Türklerin oradan kovmak için o Beşparmak Dağları’na raylı sistemler yapıyorlar Türkiye’ye karşı. Geldiklerinde onları vuralım diye. 1974’te Yunanistan’dan 600 subay adaya çıkıyor orayı kendilerine bağlamak istiyorlar. Bu sefer Makarios’çular, EOKA’cılara karşı çıkıyor. Onlar da Türklere baskı yapmaya başlayınca, rahmetli Erbakan ve Ecevit hükümetleri, ortak hükümet kurmuşlardı bunların ikisi, anlaşıyorlar diyorlar ki biz burayı onlara vermeyeceğiz. Biz buraya müdahale edelim. O dönem hükümet İngiltere’de görüşmelere katıldı. Bizim Kıbrıs’ta Yeşil Hat var, anlaşalım savaşa girmeyelim, kan akıtmayalım Yeşil Hatta duralım diyorlar ama kabul edilmiyor.1974’te artık Kıbrıs karışmaya başladı. Ben o zamanlarda 7 aydır askerdim. Ben tank şoförüydüm. Bizi hemen dağlara çıkardılar. Geçen uçakların bayraklarını incelemeye başladık. Tatbikat yaptık bir yerde. 20 Temmuz yaklaşırken artık her şey bitti. Dediler ki siz hazırlanın bizim tanklarımızı hazırladılar, Ankara‘dan yüklediler. Direkt Adana, Osmaniye, Mersin veya İzmir’e gideceksiniz diye. Ama onu da neden dediler, askerler korkar kaçarlar diye. Ama Türk askeri ne kaçar ne korkar. Biz yine Mersin’e götürdüler. 18 Eylül’de mühimmatları gemiye yüklediler.18’in akşamında her şey bir şekilde emir bekliyorlar. 19’unda akşam saat altıda gemilerimiz hareket etti. Ve bir tane bir şehir; 50 tane gemi, yukarıda 25- 30 uçak, 2 saat arayla devamlı bizi korumaya aldılar. Biz akşam altıda indik. Sabah saat 05.30’da bizim uçaklarımız Beşparmakları bombalamaya başladı. Bizim çıkacak olduğumuz yer belli. Tanklarımız hazır gözümüz hedefte emir bekliyoruz. 11.15’e kadar plaja yanaşamadık. Gemilerimiz denizin ortasında kaldı, biz tanklarla denize girdik. En sonunda karaya hücumbotla yanaşıldı. Biz yürüdük, çıktık yukarıya saat 2-3’e geldi. Sıraladık tanklarımızı. Hatta plajdan çıkarken tankımız bir el bombasıyla Rumlar tarafından tahrip edildi. Bir yüzbaşımız ve bir başçavuşumuz şehit oldu. Tabi nereden atıldığını bilmiyoruz bombanın. Yukarıya çıkınca üzerimizdeki üniformalarımızı söktüler, kimliğin ne olduğu bilinmemesi için. General de var Albay da var… Kimsenin rütbesi belli olmasın diye. Zira esir düştüklerinde bu rütbelilere çok kötü davranıyorlar. Onun için yukarıya çıkınca askerin üstünü tamamen soydular, mavi kısa kollu tişört verdiler” Dedi.

Haber : Turgay  Konuralp

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ