Reklam
Reklam
Reklam
Ödemiş Kent Gazetesi

MUSTAFA’NIN TİRE SPOR’DAN BEŞİKTAŞ’A UZANAN ÖYKÜSÜ

OKTAY KARAGÖZOĞLU

OKTAY KARAGÖZOĞLU

Bugüne kadar  geçmişten günümüze kadar Ödemiş, Tire  ve Bayındır’dan yetişen oyuncularımız oldu.

Yine Tire İlçesinden aslen Tireli Mustafa Güngören’in başarı öyküsünden bahsetmeye çalışacağım.İkinci Lig’de 1970-74 arası, dört sezon boyunca Altınordu’da oynamaya devam etmiş Mustafa Güngören. Bir alt ligde oynamasına rağmen büyük kulüp yöneticilerinin ve milli takım seçicilerinin gözünden kaçmamış. “İkinci Lig’de oynarken Fenerbahçe transfer teklifi yaptı, ama kulüp bırakmadı. O zaman futbolcular köle gibiydi. Mukavele iki sene sonra bitiyordu. Satışını isteme hakkın vardı. Kulüp satış bedelinin yüzde 60’ını yatırırsa mukaveleyi iki yıl temdit ediyordu. Ancak karşı tarafla anlaşacak ki gidesin, başka türlü gitmenin imkânı yoktu. Altınordu’da oynarken Emin Cankurtaran 600 bin lira teklif etti kulübe. Bana da, ‘Git anlaş, alalım,’ dedi. A Milli Takımdaydım, Lüksemburg maçı vardı Aralık’ta. Geldim, Altınordu başkanı Rasih Öztürk’e söyledim. ‘1 milyon versinler bırakalım,’ dedi. Emin bey kabul etmedi. 600 bine vermediler, sonra Beşiktaş’a 400 bine gittim. Fenerbahçe’ye gitsem futbol hayatımın seyri değişik olurdu çünkü Datcu futbolu bırakmak üzereydi. Orada birinci kaleci olacaktım. Beşiktaş’a Sabri’nin yedeği olarak gittim. Beşiktaş’a beni herhalde milli takımda hocalığımı yapan Metin Türel tavsiye etmişti.”

Altınordu’ya geldiği 1967-68 sezonunda diğer kalecileri soruyoruz. “Ben geldiğimde diğer kaleciler Tamer ve Ekrem’di. Ekrem’le birlikte geldik. O profesyoneldi, 165 bin liraya geldi. Ben amatör olduğum için 1.500 lira verdiler. Bir müddet sonra gazeteler ‘1.500 liralık Mustafa 165 bin liralık Ekrem’i kesti’ diye yazdılar. Ama devamlı ben oynamadım tabii. 10 maç ben oynadımsa 10 maç Ekrem oynadı. Altınordu’ya ilk geldiğimiz sene, şimdiki yüzme havuzunun olduğu yerde kulübün binası vardı. Fenerbahçe’de bile o tesis yoktu.Böylece Mustafa Güngören 1974-75 sezonunda Beşiktaşlı olmuş. Ancak yeni takımındaki ilk günleri sıkıntılı geçmiş. “Beşiktaş’a ilk gittiğim zaman Altınordu’da altı ay oynamamıştım. İdmansız olmuyor, çıkaramıyorum. Kaçtım geldim İzmir’e. Yalvar yakar getirdiler. ‘Para da istemiyorum, geri verin,’ diyorum Altınordulu idarecilere. Rahmetli Gode Cengiz ile rahmetli abim beni alıp gezdirdiler. Sonunda Beşiktaşlı idareciler, ‘Gel yavaş yavaş idman yap, biz razıyız,’ dediler. Metin Türel ile rahmetli Mehmet Üstünkaya’nın Yeniköy’deki yalısına gittik. ‘İdmana çık, ne zaman istersen yoruldum çık,’ dediler. Ben öyle 10 günde zımba gibi oldum. İstanbulspor’la bir maç, Galatasaray’la bir maç yaptık. Ali Sami Yen’de Şeref Bey Kupası oldu. Berabere bitti, üç tane penaltı kurtardım, biz aldık kupayı.” Şeref Bey Kupasının kazanılmasında büyük pay sahibi olan Mustafa Güngören ligdeki ilk maçta da kaleyi korumuş. “Sabri’nin de hafif bir sakatlığı vardı. Ben başladım. Bursa’yı yendik 3-1. İkinci maç Sabri’yi oynattı. Üçüncü maç oynuyorum, dörtte gene Sabri’yi oynatıyor. Hevesim kırıldı, ondan sonra bakmamaya başladım kendime. Uzun müddet oynamıyorsun, beş maç sonra giriyorsun, kötü oynuyorsun.”

Mustafa Güngören Şeref Bey Kupası maçında üç penaltıyı kurtararak kupanın alınmasında büyük pay sahibi olmuş.

Altınordu’da olduğu gibi Beşiktaş’ta da üç kalecinin birbirine yakın sayıda maç oynadığı bir rekabetin içinde bulmuş kendisini Mustafa Güngören. Sezon ortasında yaşanan antrenör değişikliği de onu olumsuz etkilemiş. “Benden sonra Mete geldi. Alman antrenör Horst Buchtz geldi Metin Türel’den sonra. O soğuttu beni futboldan. Altay’la 1-1 berabere kaldığımız bir maç oynadık. Sabri abi yedekti, ben oynadım. Yusuf Altay’da oynuyordu o zaman, bir döktürüyor. 1-1 berabere kalınca Metin Türel’i yolladılar. Sonra Alman’ı getirdiler, o da beni hiç tutmadı. Rahmetli Mete idmanlarda çok atlıyordu. O tür adamları daha çok tutuyordu, Mustafa çalışmıyor diye tutturdu. Soğuttu beni futboldan.”

22 Eylül 1974’te oynanan Göztepe-Beşiktaş lig maçı. Mustafa Güngören’in karşısında Göztepeli Nihat Yayöz, solda Beşiktaşlı Lütfü Isıgöllü, sağda Beşiktaşlı NikoKovi, Mustafa Güngören’in sağında Göztepeli merhum Ümit Kayıhan görülüyor.

Beşiktaş 1975-76 sezonuna, Mustafa Güngören’in “Beni futboldan soğuttu” dediği Horst Buhtz’la başlamış. Ancak ilk beş haftada galibiyet alınamayınca Alman hoca gönderilip yerine Gündüz Tekin Onay getirilmiş. Fakat yeni hoca da kalede daha çok Mete Bozkurt’a şans vermiş.  Mustafa Güngören sezon sonunda, yani 25 yaşında futbolu bırakma kararı almış. “Ailem beni İzmir’e çağırdı, ‘Yeter artık, iyi bir evlilik yap,’ dediler. Futbolu bırakınca İzmir’e yerleştim. Aslında İzmir’de oynamak niyetindeydim ama burada o parayı verecek kulüp yoktu. Bugünkü şartlar o zaman yoktu. Kulüpler transfer ücretinin yarısını verir, yarısı kalırdı.”

Beşiktaş 1975-76. Soldan sağa üst sıra: Mustafa Güngören, Suat Taştan, Bülent Taşkan, Muharrem Önen, Melih Atacan, Kahraman Kartaloğlu, Mete Bozkurt, masör Necati Yücel. Orta sıra: Antrenör Erkan Yanardağ, Ceyhun Güray, Lütfü Isıgöllü, teknik direktör Gündüz Tekin Onay, Sinan Alayoğlu, Turgut Erkut, Tuğrul Şener, antrenör İsmet Arıkan. Ön sıra: NikoKovi, Zekeriya Alp, AdemKurukaya, Hayri Kol, Ahmet Börtücene, Tezcan Ozan.

Böylece Mustafa Güngören’in çok erken yaşta Birinci Lig’de yer alan bir takımın kalesine geçmesiyle başlayan futbol hayatı, yine çok erken bir yaşta sona ermiş. Milli takımın değişmez kalecisi olacağı düşünülürken, İzmir’in yolunu tutmuş yine bölgemizin spordaki başarılı isimlerini sizlerle paylaşamaya devam edeceğiz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
- 16 Mayıs 2024
- 14 Mayıs 2024
- 10 Mayıs 2024
- 8 Mayıs 2024
- 7 Mayıs 2024
- 3 Mayıs 2024
- 2 Mayıs 2024
- 30 Nisan 2024
- 16 Nisan 2024
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ