İtalyan fotoğrafçı SissaMicheli ve İtalyan Deniz Kuvvetlerinin fahri ressamı LorenzoMariotti’nin eserlerinin sergilendiği “İtalya’ya Yolculuk” sergisinin açılışı yapıldı.

Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi , İzmir Başkonsolosu Valerio Giorgio ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Özuslu katıldı. Tabiki ben de bu güzel sergiye konuk olanlar arasındaydım.

İtalya Büyükelçiliği, Kültür Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen sergide, ziyaretçileri Micheli ve Mariotti’nin eserleri aracılığıyla İtalya’ya metaforik bir yolculuğa çıkarıyor.

İtalya’da bulunan LUMEN Dağ Fotoğrafçılığı Müzesi için özel olarak tasarlanan “Dağ Görüntüleriİ. Tarihten Yansımalar” (“MOUNTAIN PIECES. ReflectingHistory”) sergisinde SissaMicheli savaş ve barış temasını işlerken ziyaretçileri yalnızca Güney Tirol dağlarının güzellikleriyle değil, aynı zamanda savaş geçmişleriyle de karşı karşıya getiriyor.

Micheli, fotoğraf aracılığıyla kritik sorular sorarken, izleyicide rahatsızlık ve ironi hissi yaratarak dağ fotoğraflarının karşısında barış kelimesinin anlamına kendi yorumlarını getirmelerini hedefliyor. Seçkideki videolar ise sanatçının Thomas Riess ile yaptığı işbirliği ile gerçekleştirildi.

“WaterandLight / Su ve Işık” ile ziyaretçilerle buluşan LorenzoMariotti’nin serisi ise birden fazla temayı içeren birkaç yıllık üretimlerini kapsıyor olsa da, işlerin ortak noktasu su olarak göze çarpıyor. Herşey denizle, Roma’nın göz alıcı çeşmeleryle dikkat çeken meydanlarıyla, şehri ve yansımaları sularının üzerinde titreşen anıtlarını yarıp geçen Tiber Nehri’yle, suyu akıllıca ve idareli kullanan sukulent bitkilerinin tasvirleriyle kutlanan su ile bağlantılı. Sanatçının seçkideki eserleri geleneksel ve klasik bir resim tekniği olan ahşap üzerine glaze ile üretildi.Hekimlikten kazandıklarını ile, eşi emekli biyoloji öğretmeni Güler Köstem’le birlikte, Urla Uzunkuyu’da dünyanın en büyük zeytinyağı müzesini kurmustur.

İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlar Levent Köstem.Ülkemizin sayılı ortopedistlerden Özellikle sporcu sağlığı konusunda tartışmasız otoritedir.23 yıl Altay’ın 4 sene de Ümit Milli Takım’ın doktoruydu.Müze fikri Zeytin Çiftliği ile başlar Levent Köstem’in. Zeytin sevdası, Urla’nın  Nohutalan Köyü’nde 10.000 zeytin ağacı dikerek kurulan “Köstem Organik Zeytin Çiftliği”nde hayat bulmuş. Çiftlikteki zeytinler büyük bir titizlikle zeytinyağına dönüşüyor. “Köstem” ve “Malgaca” markalarını yaratmıştır Köstem.

Müzeyi de 7 yıl önce Dünya Zeytin Günü 26 Kasım’da açmıştır.Müze, 5 bin metrekarelik kapalı bir alan üzerinde kurulu. Klozamanai’den yani 3 bin yıl öncesinden bugüne bütün zeytinyağı üretim teknolojileri  tarihi sırasına göre konumlanmıştır.İnsan ve hayvan gücünden üretilen zeytinyağından son sistem tesise kadar müzede hepsi yer alır.  Müze girişinde, bin yıllık zeytin ağacı ve  Klozamenai işliğinin birebir kopyası  karşılıyor ziyaretçileri. Zeytinyağının tarih içinde saklandığı kaplar, amforalar, tartı aletleri gibi pek çok materyal var.Müze içinde ahşap atölyesi, sanat galerisi, satış dükkanı ve  çok özel bir restoran var.Hijyen ve sabun müzesi çalışmaları da devam ediyor.Çok Değerli Dostum Levent Hocam’ı, Sevgili Kardeşim Meslektaşım Atilla Köprülüoğlu ile  ziyaret ettik.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İzmir Musevi Cemaati Vakfı’nın işbirliğiyle “Çöküşten Yükselişe İzmir Yahudileri-RavHayimPalaçi ve Dönemi” isimli eserin yazarı Siren Bora, 3 Mayıs’ta EtzHayim Sinagogu’nda söyleşi ve imza gününde İzmirliler ile bir araya gelecek.

Kent tarihine ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı’na “Çöküşten Yükselişe İzmir Yahudileri-RavHayimPalaçi ve Dönemi” adlı eseriyle katkı sunan yazar Siren Bora, söyleşi ve imza gününde İzmirliler ile bir araya gelecek. Etkinlik, 3 Mayıs Çarşamba günü saat 18.30’da EtzHayim Sinagogu’nda yapılacak.

Kent tarihi için önemli kaynak

Yaptığı çalışmalarla kent tarihi ve kültürüne ışık tutan İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi Müzeler ve Kütüphaneler Şube Müdürlüğü, İzmir Yahudileri hakkında çok önemli bir çalışmayı Kent Kitaplığı’na kazandırdı. Yazar Siren Bora tarafından kaleme alınan “Çöküşten Yükselişe İzmir Yahudileri-RavHayimPalaçi ve Dönemi” isimli eser ile kent tarihine ilgi duyanlara önemli bir kaynak daha sağlanmış oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İzmir Musevi Cemaati Vakfı’nın işbirliğiyle düzenlenecek, eserin ismi ile aynı başlığa sahip söyleşi ve imza gününde yazar Siren Bora, okurları ve kent tarihi meraklılarıyla bir araya gelecek. Bora, söyleşide kitapta verilen bilgiler ışığında İzmir Yahudi tarihi ve dönemin İzmir BaşhahamıRavHayimPalaçi’nin cemaatine katkılarından söz edecek ve ardından okurlarının kitaplarını imzalayacak.İzmir’de onkoloji tedavisi gören çocukları yeniden hayata bağlayacak pek çok eser ve projesiyle öne çıkan KİTVAK (Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı), bu kez farklı bir bağışla gündeme geldi.

İzmirli yapımcı ve müzisyen, Türkiye-Yunanistan Kültür Sanat Projeleri Yönetmeni Evrim Ateşler, 2 Mayıs günü müzikseverlerle buluşacak son şarkısının tüm tekrar kullanım izin haklarını KİTVAK’abağışladı.Ben ve kardeşim Atilla Köprülüoğlu da bu kutsal bağışa tanıklık ettik.

İzmirli girişimci ve iş insanı Huriye Erman Öztin’ın şiirine yazdığı “Kısmet” adlı besteyi Merve Cesur ile birlikte seslendiren Evrim Ateşler, Amerikalı yapım ve dağıtım şirketi aracılığı ve Exelixi etiketi ile tüm dijital platformlarda yayınlanan eserin ses mühendisliği işlemlerinin ise İzmir’in önemli müzik insanlarından Mehmet Ali Özbekli tarafından 4962 stüdyolarında tamamlandığını açıkladı.

Kendi kulvarlarındaki en iddialı isimleri bir araya getiren şarkının, KİTVAK bağışıyla aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesine dönüştüğünü söyleyen Ateşler, “Sevginin gücüyle yaptığımız bu güzel çalışmayı kanser hastalarına kol kanat geren böylesine güzel bir vakıfa bağışlayarak, tüm sanatçı dostlarımıza örnek olmak istedik.” dedi.İzmirli müzisyen Evrim Ateşler ile Huriye Erman Öztin ve Merve Cesur’un duyarlılığına teşekkür eden KİTVAK Yönetim Kurulu Başkanı İklil Ulueren ise şunları söyledi:”Çeyrek yüzyılı aşkın bir süredir faaliyette olan vakfımız, tüm eserlerini, Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’ni, Bilge Uysal Hücre İşleme Merkezi’ni, Ege Üniversitesi Konukevi’ni ve Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki Abdulrezzak Sancak Konukevi’ni hep yüce gönüllü bağışçılarımız sayesinde yaptı. Vakıf olarak gelen her bir kuruşu çarçur etmeden, hep yerinde ve amacına uygun olarak değerlendirmeye çalıştık. O yüzden her bağış bizim için çok kıymetli. Ancak eser telif hakkı gibi bir bağışı ilk kez alıyoruz. Bu da bizi çok mutlu etti. Evrim Ateşler ve arkadaşlarına minnettarız.

Bu tür telif hakkı bağışlarının çoğalarak devamını diliyorum. Sevgiyi, umudu, mutluluğu paylaşmak gerçekten çok güzel. Bağışlarıyla KİTVAK’a güç katan tüm hayırseverlerimize de bir kez daha şükran ve minnet duygularımızı iletmek istiyorum.